7. Hukuk Dairesi 2015/45687 E. , 2016/2289 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Davacı vekili, davacının 17/03/2009- 12/03/2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme kapsamı ile davacının çalışma şartları ve davacıya yapılan ödemeler dikkate alındığında davacının davalı işyerinde herhangi bir alacağı kalmadığı, işyeri dosyasında mevcut puantaj cetvellerinde davacının imzasının bulunduğu, yine aynı şekilde ücret bordrolarının da herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın kabul edildiği, hal böyle olunca davacının herhangi bir alacağının kalmadığı, ihbar ve kıdem tazminatı talepleri haricindeki alacaklar yönünden davanın esastan reddine kıdem ve ihbar tazminatı talepleriyle ilgili alacaklar yönünden ise davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kıdem ve ihbar tazminatı alacağı, hizmet süresi ile alacağın hesabına esas alınacak giydirilmiş ücret miktarı yargılama sonucunda ortaya çıkacağından her iki alacak da belirsiz alacak davası ile istenebilir. Her ne kadar Mahkemece aksi kanaatle davacıya eksik harcı tamamlaması için süre verilmiş ise de, davacıya verilen süre içerisinde alacakların belirlenmesi gerektiği belirtilmiş olup eksik harcı tamamlaması aksi taktirde davanın usulden reddedileceği konusunda usulüne uygun uyarı yapılmadığından kıdem ve ihbar tazminatının usulden reddine karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece işin esasına girilerek bu alacak taleplerinin çalışma süresi de gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekirken bu alacaklara ilişkin davanın yazılı gerekçe ile usulden reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının bordrolarda sıfır tahakkuk bulunan aylar açısından fazla çalışma yapıp yapmadığının tanık beyanları ile değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken bu yönden değerlendirme yapılmaması da hatalı olup bozma nedenidir.
4- Asgari geçim indirimi alacağı yönünden davacının nüfus kayıtları getirilerek değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile talebin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.