Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1548
Karar No: 2020/572
Karar Tarihi: 09.07.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1548 Esas 2020/572 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1548 E.  ,  2020/572 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “tescil, el atmanın önlenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bucak Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı ... İdaresi vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı ... İdaresi vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı ... İdaresi vekili 11.08.2010 tarihli dava dilekçesinde; çekişme konusu Bağsaray Beldesi sınırları içerisindeki 5081,13 m2 taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığını, bu yerde tarım işleri yaptığı tespit edilen davalı hakkında Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada beraat kararı verilmiş ise de, kadastro çalışmalarının o tarihlerde başlamamış olması nedeniyle hataya düşüldüğünü ileri sürerek orman kadastro haritasında orman olarak gösterilen çekişme konusu 5081,13 m2 taşınmazın “Devlet Ormanı” olduğunun tapuya tespit ve tesciline, davalının bu yere haksız müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili 09.11.2010 tarihli cevap dilekçesinde; çekişme konusu yerin Burdur merkez Kayış köyü İresellik mevkii 117 ada 386 ve 474 parsel numaraları ile tapuya kayıtlı olduğunu, tapu kaydının iptali için Burdur mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, daha önce aynı yere ilişkin Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 E., 2002/65 K. sayılı dosyasında verilen beraat kararının kesin hüküm oluşturduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.04.2013 tarihli ve 2010/705 E., 2013/247 K. sayılı kararı ile; hukuk ve ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan ceza mahkemesi kararlarının hukuk davaları için kesin hüküm oluşturmadığı, dava konusu taşınmazın sınırlarının dava dilekçesine ekli inceleme raporu ve tutanakları ile belirlendiği, bu sınırların keşifte araziye uygulandığı, ayrıca davalı ve vekilinin de arazide kullandıkları alanın sınırlarını keşif heyetine gösterdikleri, davalının dava konusu yeri kullanmadığı gibi bir savunması olmayıp arazinin davalı tarafından kullanımının ihtilaf konusu olmadığı, yapılan yargılama neticesinde davalı tarafından kullanılan arazinin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığı, bu alandaki davalı kullanımını haklı kılan hiçbir hukuki dayanağın bulunmadığı, haksız tecavüz edilen kısmın ise davacının iddia ettiği miktarda bulunmayıp 4080,15 m2"lik bir alana ilişkin olduğu, bu alanın zaten orman niteliği ile tapuya kayıtlı olup yeniden orman olarak tesciline karar verilmesinin gereksiz bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, Bağsaray beldesi orman kadastro hudutları içerisinde OS164-2053-2054-2055 nolu hattın orman nitelikli kısmında bulunan karara ekli 30.01.2013 havale tarihli orman bilirkişisi raporunun eki krokilerde dava konusu yer olarak işaretlenen 4080,15 m2"lik orman alanındaki davalının haksız elatmasının önlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, haksız elatmanın önlenmesine dair karar verilen kısım kesinleşen kadastrosuna göre orman olarak kayıtlı bulunduğundan orman olarak tescili talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... İdaresi vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 17.12.2014 tarihli ve 2014/9852 E., 2014/10642 K. sayılı kararı ile;
    “…Çekişmeli taşınmazın Bağsaray Kasabası sınırları içinde kaldığı ve Bağsaray Kasabasında 16.06.1982 tarihinde ilân edilen ve kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve 27.04.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmaz ile Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas nolu dava dosyasına konu yerin aynı yerler olduğu belirtilmiş ise de ekli krokide taşınmazların farklı yerlerde işaretlenmiş olduğu gözlemlenmiş, ayrıca, mahkeme dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olduğunu kabul etmiş ise de Tapu Müdürlüğünün dosya içerisinde bulunan cevabî yazısında, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının bilinemediğini belirtmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    O halde; dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen orman ve fen bilirkişilerine verilerek; her iki taşınmazın aynı yer olup olmadığı hususunda, denetime elverişli, taşınmazların konumunu gösterir, açıklamalı ek rapor alınarak, rapor ile kroki arasındaki çelişki giderilerek Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas nolu dava dosyasına konu yer ile dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı araştırılarak; toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    9. Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.04.2015 tarihli ve 2015/36 E., 2015/258 K. sayılı kararı ile; Yargıtay geri çevirme kararı gereğince orman ve fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 25.11.2014 havale tarihli raporda, Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 E. sayılı dosyası içerisinde bulunan 31.02.2002 tarihli suç zaptı ve ekindeki orman kadastro haritasında belirtilen yerin dava konusu yer ile aynı yer olduğu, aynı dosya içerisinde bulunan 25.11.2002 havale tarihli Orman İşletme Şef vekili imzalı harita üzerinde suç konusu yerin gösterilmesine rağmen orman bilirkişisi tarafından farklı bir yerin işaretlendiği, suç zaptı ekinde haritada gösterilen yer ve keşif esnasında bulunan harita üzerinde gösterilen yerden neden farklı bir noktayı işaretlediğinin raporunda belirtmediği, raporun eksik düzenlendiği, dava konusu yerin gerek Kayış köyü gerekse Bağsaray beldesine ait kesinleşmiş orman kadastro haritasına göre Bağsaray mülki hudutları içerisinde ve haritasında yeşille boyalı orman sayılan alan içerisinde kaldığının belirtildiği, kaldı ki, ormanı işgal suçu ile ilgili yargılamanın yapıldığı sulh ceza mahkemesindeki ceza davasının konusu ile aynı olmasının dava şartı olmadığı, davanın konusunun dava dilekçesi ve ekindeki harita ve krokiler ile belirlendiği, yapılan keşifte davalı ve vekilinin hazır bulunduğu, onların da göstermesi ile ihtilaf konusu yerin gezildiği, keşfe göre düzenlenen bilirkişi raporundaki yerin davalının kullandığı yer olmadığı gibi bir itirazın her iki taraftan da vaki olmadığı, ceza hükmünün kesinleşen orman sınırlarını değiştirmesinin de mümkün bulunmadığı, Özel Daire kararında belirtilen hususların dosyanın geri çevrilmesi sonucu alınan rapor ve cevaplar ile aydınlandığı, Burdur Kadastro Müdürlüğünün 01.04.2014 tarihli yazısında dava konusu alanın orman olarak tescil harici bırakıldığının açık olarak belirtildiği, dolayısı ile tapu müdürlüğünün taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının bilinemediğini belirtmesi ile ilgili bir eksiklik kalmadığı gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı ... İdaresi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, çekişme konusu yer ile daha önce davalı aleyhine Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamaya konu yerin aynı yer olup olmadığının ve çekişme konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının belirlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, 29.04.2015 tarihli duruşmada taraf vekillerince Özel Daire bozma ilamına uyulmasının talep edilmesine rağmen, yerel mahkemece direnme kararı verilmesinin mümkün olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 429. maddesi hükmüne göre; hâkim, Yargıtay"ın bozma kararı üzerine tarafları duruşmaya çağırıp dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar verir.
    14. Hâkim kural olarak, Yargıtayın bozma kararına uyup uymamak konusunda tarafların düşünce ve istekleri ile bağlı olmayıp, bu yönden serbest davranmak; uyma ya da direnme kararı vermek yetkisine sahiptir.
    15. Diğer taraftan, çekişmeli yargıda bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısı ile hâkimin kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması hâlinde taraflar veya vekilleri, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme önceki kararda direnemez. Zira, bozmaya uyulması talep edilmekle artık bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur.
    16. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    17. Bu kurum davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 22.01.2014 tarihli ve 2013/19-556 E., 2014/40 K., 18.02.2020 tarihli 2016/21-817 E., 2020/167 K., sayılı kararları).
    18. Bu bağlamda, aleyhine verilen bozma kararını benimsemek suretiyle bozma kararına uyulmasını isteyen tarafın bu kabulü, hukuki sonuç doğuracak nitelikte olup, bozma hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluştuğunun kabulü gerekir.
    19. Böyle bir durumda mahkemenin, bozmayı kabul yönündeki bu irade açıklamasını nazara almadan, kazanılmış hakkı ihlal ederek direnme kararı vermesi olanaklı değildir.
    20. Somut olay incelendiğinde; tapusuz taşınmazın tescili ve el atmanın önlenmesine konu davada, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece “dava dosyasının, hükme esas alınan raporu düzenleyen orman ve fen bilirkişilerine verilerek; her iki taşınmazın aynı yer olup olmadığı hususunda, denetime elverişli, taşınmazların konumunu gösterir, açıklamalı ek rapor alınarak, rapor ile kroki arasındaki çelişki giderilerek Çeltikçi Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas nolu dava dosyasına konu yer ile dava konusu taşınmazın aynı yer olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı araştırılarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır” gerekçesiyle araştırmaya yönelik olarak bozulmuş, Özel Daire bozma kararını müteakip mahkemece 29.04.2015 tarihli duruşmada tarafların beyanları alınmış, taraf vekilleri bozma ilamına uyulmasını istemişlerdir.
    21. Her ne kadar temyize konu davada, çekişmeli yerin orman olup olmadığının belirlenmesi kamu düzenine ilişkin ise de, Özel Dairenin dava konusu yerin konumunun belirlenmesi ve taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının araştırılmasına dair eksik araştırmaya yönelik bozma kararı kamu düzenine ilişkin olmayan ve dolayısı ile hâkimin kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurması gerekmeyen hususlara ilişkindir. Bir başka deyişle taraf vekillerinin bozmada işaret olunan hususların araştırılması yönünde kabulleri mevcut olup, davalı vekilinin bozmayı kabul yönündeki bu irade açıklaması ile davacı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğundan, artık mahkemece kazanılmış hak ihlal edilerek direnme kararı verilemez.
    22. Hâl böyle olunca, yerel mahkemece bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    23. Direnme kararı bu usule ilişkin nedenle bozulmalıdır.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı ... İdaresi vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının usule ilişkin nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanunun 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 09.07.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi