14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/4187 Karar No: 2010/5363 Karar Tarihi: 10.05.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4187 Esas 2010/5363 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/4187 E. , 2010/5363 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalılar ... hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine dair verilen 05.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne dava değeri yönünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davalı 305 ve 306 parsel maliki kesin hüküm bulunduğunu, 302 parsel üzerine yapılan yapının geçit alternatifini engellemek amacıyla inşa edildiğini, 302 parsel maliki ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, davacı 314 ve 315 parseller yararına bilirkişi krokisinde A harfi ile gösterilip yeşille boyanan taşınmaz bölümünden geçit tesis edilmiştir. Hükmü davalı 305 parsel maliki temyiz etmiştir. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak da yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Somut olayda dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 302 parsel sayılı taşınmazın 4100 m2, 305 parselin ise 884 m2 olduğu, bu davadan önce geçit tesisi için mahkemenin 2006/1292 esasında kayıtlı davanın açıldığı, bu davanın görülmesi sırasında bulunmayan bir yapının eldeki dava açıldıktan sonra 302 parsel üzerine bu parsel maliki tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere geçit tesis edilirken taşınmazların kullanım durumlarının fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi uyarınca gözetilmesi zorunludur. Tapu kaydına göre 302 parselin yüzölçümü 4100 m2, üzerinden geçit tesis edilen 305 parselin yüzölçümü ise 884 m2.dir. Bu parselden 132 m2.yüzölçümünde geçit kurulması halinde parselin yüzölçümünü daha da küçülteceği ve ekonomik kullanımını etkileyeceği kuşkusuzdur. Diğer taraftan, 302 parsel üzerine yapılan binanın geçit tesisini engellemeye yönelik olarak kötüniyetli meydana getirildiği de ortadadır. Kaldı ki, davacı vekili 05.06.2009 tarihli celsede geçidin krokide E harfi ile gösterilen yerden tesisine karşı koymamıştır. Böyle olunca, geçit alternatifinin krokide E harfi ile gösterilen yerden araştırılarak tesis edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.