8. Hukuk Dairesi 2018/7131 E. , 2020/7591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, ... İlçesi, ... Mahallesi, Şirket Cad. ... mevkiinde bulunan 81 pafta, 462 ada 3 parsel sayılı 14.212,00 m2 sahalı tarla vasıflı taşınmazın 1/1 hisse maliki..."nın gaip olması nedeniyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.04.2007 tarihli ve 2007/203 Esas, 2007/316 Karar sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığını, kayyım idaresi tarafından 23.07.2007 tarihinde taşınmaz mahallinde yapılan tespitte 99,00 m2"lik kısmının 3 katlı bina ve bahçe tecavüzü olarak eskiden beri davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 01.01.2009 - 31.08.2013 tarihleri arasında 9.838,00 TL ecrimisil alacağının her dönem sonu itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, TMK"nin 713/2 maddesi uyarınca müvekkilinin olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmazdaki payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tescili için İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/396 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, mezkur dosyanın bekletici mesele yapılmasını mahkemeden talep ettiklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, her ne kadar TMK"nin 713 maddeye eklenen 5. fıkra ile 2. fıkraya göre açılacak davalarda mülkiyet hakkının tüm kazanma koşullarının oluşması ile 20 yıllık kazanma süresinin dolduğu anda kazanılmış sayılacağı hükmü getirilmiş ise de önceki döneme ait ecrimisil bedeli için davalılar aleyhine İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp 2011/120 Esas, 2012/136 Karar sayılı kararla kabul edilen davanın süreyi kestiğini, davalıların taşınmazda mülkiyet ya da başka bir üstün hak sahibi olmadığını başkasına ait taşınmazı haksız kullanan işgalci durumunda olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, ecrimisil iptali için İstanbul 2. İdare Mahkemesine dava açtıklarını, davacının cevaba cevap dilekçesinde belirttiği Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince malikin ölmüş olması durumuna göre kazandırıcı zamanaşımına dayalı tescil talebinde bulunulamayacağı iddiasının yerinde olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili 14.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesinde, bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisil taleplerini 9.911,36 TL olarak ıslah ettiğini, ıslah talebinin kabulü ile 9.911,36 TL"nin davalıdan tahakkuk tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile davalının haksız işgali nedeniyle 01.01.2009 - 31.08.2013 tarihleri arasında teraküm eden 9.911,36 TL ecrimisil bedelinin dönem sonu itibariye işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde 01.01.2009 - 31.08.2013 tarihleri arası ecrimisil talebinde bulunduğu, 2009 yılı 12 ay için 1.765,20 TL, 2013 yılı 8 ay için 1.564,00 TL ecrimisil hesabı yapılması gerekirken bilirkişi tarafından düzenlenen 18.03.2015 tarihli raporda sehven 2009 yılı için 8 ay, 2013 yılı için 12 ay üzerinden ecrimisil hesabı yapıldığı görülmüştür.
Davacı vekili fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 01.01.2009 - 31.08.2013 tarihleri arasında 9.838,00 TL ecrimisil alacağının her dönem sonu itibariyle işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece 18.03.2015 tarihli rapor doğrultusunda 9.911,36 TL ecrimisil bedelinin dönem sonu itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de, Mahkemece gerek miktar gerekse faiz yönünden verilen karar infaza elverişli değildir. Hüküm fıkrasında açıkça miktarlar ve faiz başlangıç tarihleri gösterilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısmının HUMK"un 438/7. (HMK’nin 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendinde geçen "01.01.2009 - 31.08.2013 tarihleri arasında teraküm eden 9.911,36 TL ecrimisil bedelinin dönem sonu itibariye işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesi çıkarılarak yerine "(01.01.2009-31.12.2009 dönemi için 1.765,20 TL’nin 31.12.2009 tarihinden itibaren, 01.01.2010-31.12.2010 dönemi için 2.209,80 TL’nin 31.12.2010 tarihinden itibaren, 01.01.2011-31.12.2011 dönemi için 2.000,76 TL’nin 31.12.2011 tarihinden itibaren, 01.01.2012-31.12.2012 dönemi için 2.178,00 TL’nin 31.12.2012 tarihinden itibaren, 01.01.2013-31.08.2013 dönemi için 1.564,00 TL’nin 31.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte (toplam 9.717,76 TL’nin) davalıdan alınıp davacıya verilmesine" ifadesinin eklenmesine, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nin 304. maddesi 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.