Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3333
Karar No: 2014/7264
Karar Tarihi: 14.11.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/3333 Esas 2014/7264 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/3333 E.  ,  2014/7264 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Demirci İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/01/2014
    NUMARASI : 2013/58-2014/3

    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikayetçi, borçlusu olduğu şikayet olunan tarafından, borcun tahsili için hakkında başlatılan icra takibinde taşınmazının satılarak paraya çevrildiğini, düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunanın alacağına birinci sırada yer verilmiş ise de, diğer alacaklılarının hacizlerinin şikayet olunanın haczinden önce olduğunu, sıra cetvelinde tüm alacaklılarına eşit pay ayrılmasını istediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
    Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 2004 sayılı İİK"nın 142. maddesine göre, sıra cetveline itiraz yoluna ancak alacaklıların başvurabileceği, borçlunun ise icra müdürünün uymak ve re"sen yapmak zorunda olduğu bütün hususlardan dolayı aynı Yasa"nın 16. maddesi gereğince şikayet yoluna başvurarak sıra cetvelinin düzenlenmesine yönelik itirazını bildirebileceği, oysa şikayetçi borçlunun dilekçesinde ve yargılama aşamasında ileri sürdüğü beyanlarında, sıra cetvelinde birinci sırada yer alan şikayet olunan alacaklı M.. Ç.."nın bu sırada yer almaması ve diğer alacaklıların da eşit olarak paraya çevrilen malların bedelinden yararlanması gerektiği ileri sürülerek şikayetçi olduğu, şikayetin yasal dayanağının İİK"nın 142. maddesine dayandığı, 142. maddeye göre her alacaklı ibaresinden bahsedildiğine göre, borçlunun bu neviden bir itiraz hakkı bulunmadığı, bu durumda açılan davada aktif dava ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın dava şartlarını düzenleyen 114/1-d maddesindeki dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir.
    Aynı Kanun"un 114/1-e maddesindeki dava takip yetkisi, davada taraf olan kişinin o davayı kendi adına yürütebilme ve talep sonucu hakkında kendi adına hüküm alabilme yetkisidir. (HMK 53). Sözü edilen kurum, şeklî taraf kuramının kabulünün sonucu olarak ortaya çıkmış ve sözü edilen kuramı tamamlamak amacıyla geliştirilmiştir. Davayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukundaki karşılığını oluşturur. Ayrıca, bu kavram, davada taraf olmadığı halde kanun gereği taraf gibi davranmakla görevli kılınmış olanların hukuki konumlarının açıklanmasında başvurulan bir kavram konumundadır. Kural olarak taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin taraf dava takip yetkisi vardır. Ancak
    bazı istisnai durumlarda davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti olmasına rağmen dava takip yetkisi olmayabilir. Örneğin hakkında iflas kararı verilen kişinin taraf olduğu hukuki davalarda da istisnai durumlar dışında davayı takip yetkisi iflas idaresine aittir.
    Taraf sıfatı (husumet) ise, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK"nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. (HMK"nın 51) Fiil ehiyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, "sıfat" yerine "husumet" terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re"sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def"i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re"sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
    Öte yandan borçlunun haklarının ihlâl edilmiş olması halinde sıra cetveline şikayet hakkı (İİK"nın 16 ve 142/son maddeleri) mevcuttur.
    Mahkemece, şikayetçi borçlunun dava ehliyetine sahip olduğu hususu gözönünde bulundurularak, HMK"nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesine dayanılması doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi kısmen değiştirilerek, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    2)Kabule göre de, mahkemece dava şartlarından olan aktif dava ehliyetinin bulunmadığı kabul edildiğine göre, HMK"nın 114/1-d madde hükmünde yazılı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK"nın 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. bendi hükümden çıkarılarak yerine, "HMK"nın 114/1-h ve 115. maddeleri uyarınca şikayetin hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine" ibaresi yazılarak hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi