19. Ceza Dairesi Esas No: 2018/5820 Karar No: 2019/8899 Karar Tarihi: 23.05.2018
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/5820 Esas 2019/8899 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık suçuyla ilgili olarak verdiği kararda sanığın suçlu olduğunu ve cezasını hak ettiğini belirtmiştir. Ancak, 5237 sayılı TCK'da cezaların toplanmasına ilişkin bir hüküm olmadığından adli para cezalarının taksitlendirme sırasında toplanması gerektiği belirtilerek hükmün bu nedenle bozulması gerektiği vurgulanmıştır. İlgili maddeye göre, tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.
19. Ceza Dairesi 2018/5820 E. , 2019/8899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre; 5271 sayılı CMK"nin "Tutuklunun kanun yollarına başvurması" başlıklı madde 263 – (1) madde ve fıkrasında yer alan " Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir." şeklindeki düzenleme karşısında, kısa kararın sanığa tefhim edildiği tarihte ceza infaz kurumunda bulunan sanık yönünden yasal düzenlemede öngörülen kanun yoluna başvuru şekli belirtilmeyerek yanılgıya sebebiyet verildiği, sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, 5237 sayılı TCK"da cezaların toplanmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden doğrudan ve hapisten çevrilmek suretiyle verilen adli para cezalarının TCK"nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirme sırasında toplanılması suretiyle hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasının 10. bendinde taksitlendirmeye ilişkin bölümünden "...toplam 6320 TL adli para cezasının..." kısmının çıkarılıp yerine “...hapisten çevrilen 6.000 TL adli para cezasının ve doğrudan verilen 320 TL adli para cezasının ayrı ayrı..." ibaresinin eklenmesi suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.