22. Hukuk Dairesi 2018/15436 E. , 2018/25892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacılar ..., ... ve ... mahkemenin 2011/437 esas- 2011/438 esas ve 2011 /439 esas sayılı dosyaları üzerinden açmış oldukları davalarda, davalıya ait iş yerinde fazla çalışma yaptıklarını ileri sürerek, ödenmeyen fazla çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili, müvekkiline ait işyerinde fazla çalışma yapılmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, her üç dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesi ile davaların birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılamaya 2011/437 esas dosya üzerinden devam edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacıların fazla çalışma iddiaları ispatladıkları kanaatine varılarak davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı süresi içerisinde davalı taraf temyiz etmiştir.
Dairemizce, “ Mahkemece davalar tefrik edilmeli; her bir davacı için ayrı esasa kaydedilerek, yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmelidir. Ayrı ayrı 3 işçi tarafından açılan davaların birleştirilmesine karar verilerek hüküm kurulması hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkeme bozma ilamına direnmiş ve dairemizce; “Dairemizin anılan kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından ise; “Mahkemece 02.10.2012 tarihli karar taraf vekillerinin yüzüne karşı tefhim edilmiş, hükmün temyiz edilmeksizin 11.10.2012 tarihinde kesinleştiğinden bahisle kararın altına kesinleşme şerhi verilmiş olup davalı vekilinin 14.11.2012 havale ve harç tarihli gerekçeli temyiz istemi de 14.11.2012 tarihli ek karar ile süresinde olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Bu aşamadan sonra temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın 15.11.2012 tarihinde tebliği üzerine, davalı vekili 16.11.2012 havale tarihli dilekçesi ile ek kararı temyiz etmiştir. Özel Daire tarafından ise ek karara yönelik temyiz istemi hakkında karar verilmeden doğrudan esasa dair temyiz incelemesi yapılarak karar bozulmuştur. Şu hâlde 6100 sayılı Kanunun Geçici 3"üncü maddesi atfı ile uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432"nci maddesi uyarınca Özel Dairece öncelikle ek karara yönelik temyiz istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak doğrudan esas hükme yönelik temyiz isteminin incelenerek kararın bozulması doğru olmamıştır. Hâl böyle olunca, direnme kararı kaldırılarak davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin öncelikle incelenerek karar verilmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir. “ gerekçesi ile Dairemize gönderilmiştir.
Gerekçe:
Mahkemece 14/11/2012 tarihli ek kararla, davalı vekilinin temyiz isteminin süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, red kararı da davalı vekilince temyiz edilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici 1. maddesi uyarınca, yürürlüğü devam eden, 5308 sayılı Kanun"la değişikliğe uğramadan önceki 8. maddesi hükmü uyarınca, iş mahkemesinden verilen kararlar, yüze karşı verilmişse tefhimi, yoklukta verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gün içinde temyiz olunabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 321. maddesinin 2. fıkrasında, "Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir." hükmü düzenlenmiştir. Bu sebeple, basit yargılamada 6100 sayılı Kanun"un 297/2. maddesindeki unsurları taşıyan hükmün, 6100 sayılı Kanun"un 321. maddesi uyarınca gerekçeli olarak açıklanması zorunludur.
Somut olayda, Mahkemece karar, davalı vekilinin de hazır olduğu 02/10/2012 tarihli celsede tefhim edilmiş ise de, hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte açıklanmadığından, tefhim, 6100 sayılı Kanunun 321. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulsüzdür. Bu halde, temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Mahkemece verilen gerekçeli kararın davalı vekiline tebliğ edilmediği, temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın 15/11/2012 tarihinde tebliğ edilip davalı vekilinin 16/11/2012 tarihinde kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde, temyiz süresinde olup, Mahkemece, temyiz isteminin reddine dair tesis edilen ek karar usul ve kanuna aykırıdır. Anılan sebeple, ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile mahkemenin 14/11/2012 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, fazla çalışma ücreti alacağının ödetilmesi istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün Dairemizce 03.12.2013 tarih, ... esas ve 2013/27723 karar sayılı ilamı ile bozulduğu anlaşılmıştır.
02.07.2012 gününde kabul edilip 05.07.2012 günlü Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un 40. maddesi gereğince 5521 sayılı Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi ile "Bölge adliye mahkemelerinin 5235 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtay"ın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na iletir." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
03.12.2013 tarih, 2012/29793 esas ve 2013/27723 karar sayılı bozma ilamına Mahkemece direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle 5521 sayılı Kanun"a 6352 sayılı Kanun"un 40. maddesi ile eklenen Ek 2. maddesi gereğince Dairemizce yapılan incelemede Dairemizin anılan kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.