10. Hukuk Dairesi 2015/17793 E. , 2017/7831 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 16.06.2010 tarihli iş kazasında %48 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirin, ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve yapılan tedavi masraflarının tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Davalı işveren ... ile inşaat kalfası ..."in yargılandığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılan ceza dosyasında hükme esas alınan kusur raporunda davalı sanık ..."in asli kusurlu, dava dışı inşaat kalfası ..."in tali kusurlu olduklarının anlaşılması ve bu bağlamda ceza dosyasında alınan kusur raporu ile eldeki davada hükme esas alınan kusur raporu arasında çelişki ortaya çıkmakla, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden ceza dosyasında alınan kusur raporu da gözetilmek ve inşaata ruhsat veren Belediyenin de 3. kişi olarak kusuru irdelenmek suretiyle kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, ortaya çıkan çelişki de giderilecek şekilde ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 21/1 ve 23’üncü maddeleridir.
5510 sayılı Kanunun süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 23’üncü maddesi hükmüne göre; sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce iş kazası meslek hastalığı ve hastalık meydana gelmiş ise, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken her türlü masraflar ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri, 21"inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ödettirilecektir.
Sözü edilen madde ile işverenin kaçak işçi çalıştırmasının önlemesi amaçlanmış olup, maddenin düzenleniş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, 23’üncü maddeye göre işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemiş ise, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesindeki; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” ve 52’nci maddesindeki “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükümleri gözetilerek, zarar gören (sigortalının) müterafik kusurları da nazara alınarak söz konusu maddeler kapsamında Hâkim tarafından takdir edilecek uygun bir indirimin yapılması gereği de göz önünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; Mahkemece 5510 sayılı Kanunun 23"üncü maddesi koşullarının varlığı ve bu bağlamda sigortalının müterafik kusurunun olup olmadığı hususlarının yöntemince irdelenip araştırılması gerekir. Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda davalı işverenin sorumlu olduğu kurum zararının peşin sermaye değerinin %70 oranında davalı kusur karşılığı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Kabule göre de; Mahkemece 5510 sayılı Kanunun 23. madde koşulları irdelenmeksizin, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesine göre davalının %70 kusur karşılığı sorumluluğunu kabul edip iş bu kabule aykırı olacak şekilde peşin sermaye değerinin %85 oranında davalı kusur tutarından kabul kararı verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, tüm taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.