Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16748
Karar No: 2016/4686

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/16748 Esas 2016/4686 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/16748 E.  ,  2016/4686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...""ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    KARAR

    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece dava konusu 983 parselin orman vasfı ile Hazine adına kayıtlı olup davacının hak sahibi olmadığı gibi davalının bu parsele herhangi bir müdahalesinin kanıtlanamadığı, davacı vekili tarafından 983 nolu parsele yönelik açılan davadan feragat edildiği, dava konusu 315 parselin ise mirasçılar arasında taksim sonucu davalı ... eşi Döndü"ye isabet edip 25-30 yıldır davalı ve eşi tarafından kullanıldığı, diğer mirasçıların taksim sonucu kullandıkları tarlalar bulunduğu bu hususun bir kısım davacı tanıklarının beyanı ile de sabit olduğu gibi davacının eşi ..."in kendi payını 28/11/1986 tarihinde bedeli mukabilinde davalının eşi ..."ye haricen sattığı, davacının pay iktisabının ise 1996 yılı olup önceki paydaş Hikmet"ten satın aldığı, 25-30 yıldır süren çekişmesiz ve nizasız kullanımın fiili taksime karine oluşturduğu, davalı ..."ın taşınmazı eşi ... adına kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Çekişme konusu 315 parsel sayılı taşınmazın davacı, davalının eşi ... ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu sabittir.
    Bilindiği üzere paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
    4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.), Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Ne var ki somut olayda yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılmamıştır.
    Hâl böyle olunca yerinde yeniden keşif yapılarak tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığının veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuşsa çekişmeli bölümün davacının mı davalının mı kullanımına bırakıldığının açıklığa kavuşturulması aksi halde paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek davacının çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanacağı bölümün olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı tarafın temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi