12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/23835 Karar No: 2017/14733 Karar Tarihi: 28.11.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/23835 Esas 2017/14733 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/23835 E. , 2017/14733 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun,takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu ,mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline ve alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK"nun 170/4. maddesinde; icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10"u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, icra takibinde, takibe konu çeke itiraz eden borçlunun senet lehtarı, alacaklının ise senette üçüncü ciranta ve yetkili hamil olduğu görülmektedir. Bu durumda, hamil ile lehtar arasında doğrudan ilişki bulunmadığından alacaklı takibe dayanak bonodaki imzanın lehtara ait olup olmadığını bilebilecek durumda değildir. Diğer taraftan, borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da kanıtlanamadığına göre, mahkemece, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması doğru değildir. Diğer taraftan İİK"nun 170/3. maddesi hükmü uyarınca icra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Bu durumda takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi de yerinde değildir. Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 29.03.2016 tarih ve 2015/773 E., 2016/248 sayılı kararının hüküm bölümünün (2) nolu bendinde yer alan “takibin iptaline” kelimesinin silinerek yerine “takibin durdurulmasına” kelimesinin yazılmasına, hükmün inkar tazminatına ilişkin 4. bendinin tamamen silinerek karar metninden çıkartılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.