18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/43495 Karar No: 2017/10567 Karar Tarihi: 09.10.2017
Hayasızca hareketler - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/43495 Esas 2017/10567 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2015/43495 E. , 2017/10567 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hayasızca hareketler HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen hayasızca hareketler eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın Kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından, sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 09/10/2017 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy) (Karşı Oy)
KARŞI OY
Sanık hakkında hayasızca hareket etmekten dolayı TCK 225/1 maddesinden Yerel Mahkemece erteli 5 ay hapis cezası verilmiş ve dairemizce oy çokluğuyla onanmıştır. Sanığın mahkum olduğu hayasızca hareketin unsuru bu eylemin aleni işlenmesidir. Bu sebeple gece saat 00:45 sularında sanayi sitesinde park halindeki araçta suçun işlenmiş olması, herhangi bir ihbar olmadan polislerin devriye gezerken yaptıkları kontrol sırasında olayı tespit etmeleri karşısında olayın mahallini aydınlatabilecek durumda sokak lambaları ya da başkaca ışık kaynağının bulunup bulunmadığı, sanığın hayasızca hareketlerde bulunduğu iddia edilen aracın içerisinin dışarıdan görülebilir nitelikte olup olmadığı araştırılmak suretiyle aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği kesin bir biçimde belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği bu sebeple kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz