Ş.. A.. ve müşterekleri ile Ş.. A.. aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 11.06.2012 gün ve 25/439 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı M.. A.. vekili, dava konusu ve parseller ile 71 ada parsel sayılı taşınmazların müvekkili ile davalılar arasında ortak olduğunu, taraflar arasında Sürmene Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/318 Esas numaralı dosyada görülen ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğunu, belirtilen taşınmazların üzerindeki binanın davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar Ş.. A.. ve arkadaşları davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine 71 ada parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafından yapıldığının tespitine, ve parsellere ilişkin davanın ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hükmün redde ilişkin bölümü, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre, dava konusu ve parseller davacı ve davalılar adına kayıtlı olup taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğu dolayısıyla muhtesatın tespiti davasının açılmasında davacının hukuki yararının olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle ve parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriğine, delil durumuna ve yasal düzenlemelere uygun görülmemiştir. Şöyle ki; taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılmışsa da, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların ifadeleri uyuşmazlığı çözmeye yeterli olmadığı gibi açıklanan hususların dava konusu yapılan hangi parsel hakkında yapıldığı da açık değildir. Açıklanan bu nedenlerle yerel ve teknik bilirkişiler ile taraf tanıkları aracılığı ile yeniden dava konusu ve parsellerin bulunduğu yerlerde keşif yapılarak, parsel numarası da belirtilmek suretiyle her bir taşınmaz hakkında yerel bilirkişi ve tanıklar tek tek dinlenilerek muhdesatın kim veya kimler tarafından, ne zaman, ne şekilde ve kimin adına inşa edildiği, inşaat harcamalarının kim tarafından yapıldığı ayrıntısıyla sorularak belirlenmeli, beyanları arasında aykırılığın bulunması durumunda 6100 sayılı HMK"nun 261. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak yüzleştirilmek suretiyle giderilmeye çalışılması, bundan sonra dosya içerisinde mevcut diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, muhdesatın kimin tarafından yapıldığının tespiti hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün ve parsel sayılı taşınmazlara ilişkin bölümlerinin 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 21.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.