2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10533 Karar No: 2015/12119
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/10533 Esas 2015/12119 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/10533 E. , 2015/12119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Fekki
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 25.09.2014 gün ve 18140-18459 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 57.60 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 09.06.2015 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Aile konutu üzerinde lehine ipotek tesis edilen banka Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacirdir. Bu sıfatından dolayı yasal olarak ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür (e.TTK. m. 20/2, 6102 s TTK. m. 18/2). Bu yükümlülüğü alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın fiili ve hukuki durumunu bilmeyi de gerektirir. Başka bir ifade ile davalı banka, taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumdadır. Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse de iyi niyet iddiasında bulunamaz (TMK. m. 3/2). Vakıa ve karinelerden iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olanın, kötü niyetinin diğer tarafça da ispat edilmesine lüzum yoktur. (14.2.1952 tarihli 17/1 sayılı İçt. Bir. Kararı.) Gerçekleşen bu hukuki duruma göre, davacı eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının bu yönlere temas eden karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulü ile bozma kararının kaldırılmasına yerel mahkeme kararının açıklanan sebeple onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına iştirak etmiyorum. 9.6.2015
KARŞI OY YAZISI
Malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemler kesin hükümsüzdür. Karar düzeltme talebinin kabulüyle kararın onanması gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenle değerli çoğunluğun red görüşüne katılmıyorum.