11. Hukuk Dairesi 2015/10981 E. , 2016/6053 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........... FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2014
NUMARASI : 2013/267-2014/320
Taraflar arasında görülen davada ........ Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/10/2014 tarih ve 2013/267-2014/320 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkili şirketin ..... şeklini içeren 1995/160833, 1998/103115, 2000/5727, 2000/5721, 2005/34110, 2005/27704 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının 18.04.2011 tarihinde "............" ve ".........." ibareli, 19.sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurularında bulunduğunu, 2011/32219 ve 2011/32220 kod numarası verilen başvuruların reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazın YİDK tarafından 2013/M-6042 ve 2013/M-4036 sayılı kararlarla başvuru konusu işaret ile müvekkili markalarının iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzer bulunduğun kabul edildiğini, ancak davalının 2006/55353 sayılı markasının kapsamında yer alan 19.sınıftaki inşaatlar için cam ürünleri yönünden kazanılmış hakkının bulunduğu gerekçesiyle davalı başvurusunun sadece anılan mallar dışında kalan 19.sınıf ürünler bakımından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira başvuruya kazanılmış hak teşkil ettiği ileri sürülen davalı markasının da müvekkili markalarından doğan haklarına tecavüzde bulunduğu gerekçesiyle yargı kararıyla hükümsüz kılındığını, bu sebeple kazanılmış hak sağlayamayacağını, ifade ederek, YİDK kararlarının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..... ve şirket vekilleri, görsel, işitsel ve anlamsal olarak "........" ve "............." sözcüğünü içeren başvuru konusu işaretlerin kalan mallar itibariyle davacının markaları ile ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadığını, davalının başvuruda kalan mallar bakımından 2006/55353 sayılı markasının kazanılmış hak sağlayacağını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının markaların ........"ni içeridkileri, markalardaki asıl ve ayırt edici unsurlardan birinin "......." ibaresinden oluştuğu, anılan kelimenin 19.sınıf ürün ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, davalı başvurularının konusu olan işaretin "........" ve "........" ibaresinden oluştuğu, markadaki asıl ve ayırt edici unsurun birinin de "......" tarafından temsil olunduğu, "........" ve "........" ibaresinde "......" kelimesi yanında "....." sözcüğünün bulunmasının ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, zaten anılan kelimenin fili tanımladığı, diğer unsurların ise zaten genel nitelikte olduğu, bu farklılığın görsel, anlamsal ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan 19.sınıftaki inşaatlar için cam ürünlerinin tamamının davacı markalarının kapsamında aynen yer aldığı, yani ürün ve hizmetlerin aynı tür olduğu, diğer taraftan davalı ......"nin tescili açık biçimde davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturan markanın davalı şirket bakımından kazanılmış hak sağlayacağını kabul etmesinin hukuka uygun olmadığı, esasen YİDK karar tarihinden evvel davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiş olduğu, bu sebeple ......."nin tescilin korunamayacağına ilişkin mahkeme kararından haberdar olduğu, davalı kurum kararının 19.sınıftaki inşaatlar için cam ürünleri bakımından itirazın reddi yönünden hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.