3. Hukuk Dairesi 2016/793 E. , 2017/7895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların boşandıklarını, evlenirken çeyiz senedi düzenlediklerini, çeyiz senedinde yazılı ziynet ve eşyaların davalıda kaldığını, evlilik birliğinin tamamen bittiğini belirterek, listede cins, miktar ve değerlerini belirttikleri tüm eşyalar ile altınların aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde 45.820 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; çeyiz senedinde eşyaların adet ve toplam fiyatlarının bulunmadığını, davacının bu eşyalara kendince adet ve değer belirttiğini, çeyiz senedinin abartılı olarak yazıldığını, eşyaların markasının belirtilmediğini, piyasa değerinden fazla değer gösterildiğini, bileziklerin 18-19 gram olduğu halde 23-24 gram yazıldığını, çeyiz senedinde yazılı bayan elbiselerinin davacı tarafından giderken götürüldüğünü, paralar ve ziynet eşyalarını davacının alıp götürdüğünü, çeyiz senedindeki eşyalarının aradan geçen uzun zamana rağmen yıpranma payının dikkate alınmadığını, ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 6 adet bilezik 6*ort.25gr x74.50 TL: 11.175.00 TL, 1 adet saat ort. 13 gr x45.00 TL: 585.00 TL, 1 adet saat ikinci el saat alımı yapılmamaktadır. 1 adet pelpele ort. 14.50 grx74.50 TL: 1.080,25 TL, 4 adet yüzük 4x ort.3 gr x 45.00 TL: 540.00 TL, 2 adet alyans 2x45grx45.00 TL: 405.00 TL, 1 çift küpe 3grx45.00 TL TL: 135.00 TL, 1 adet kolye 3 gr x45.00 TL:135.00 TL nitelikte ki eşyanın veya toplam bedeli olan 14.055,25 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 81 tane tülbent - 3 adet şal, 32 tane havlu, 42 tane lif, 63 tane patik, 7 tane karyola takımı, 1 sire takımı, 3 tane bohça, 1 vitrin takımı, 2 tane fiskos takımı, 1 yatak odası takımı, 1 mutfak takımı, 18 tane seccade, 3 tane nevresim takımı, 5 yorgan - 1 uyku seti- 10 tane yastık, 2 yatak koruması, 1 yatak koruması, 1 takı damatlık seti, 1 bornoz takımı, 5 çift ayakkabı- 3 terlik - 2 çanta, İç çamaşırları, 1 takım traş seti, 1 takım makyaj seti, 3 adet yatak odası halısı, 34 elbise - 2 takım elbise, 1 takım abiye, 1 tane kına seti, 1 tane sandık, 1 tane bindallı, 2 camlık perde, 1 yatak, 1 yatak odası takımı- bazanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava; çeyiz senedine dayalı ziynet ve eşyaların aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların aynen, olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, ancak çeyiz eşyaları yönünden yalnızca aynen iadeye ilişkin hüküm kurulmuştur. Mahkemece talep olmasına rağmen çeyiz eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Diğer taraftan, İİK"nın 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.
Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verildiğinde, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Mahkeme hükmünde, ziynet eşyalarının ayarları ayrı ayrı yazılmamış olup, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bundan ayrı olarak, Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının değerinin tespiti amacıyla konusunda uzman olmayan avukat bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmiş, çeyiz eşyalarının değerleri ise tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için kuyumcu bir bilirkişiden, çeyiz eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir. Bu nedenle, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmadan, yalnızca ziynetler yönünden avukat bilirkişinin düzenlediği rapor hükme esas alınmak suretiyle karar tesisi doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için kuyumcu bir bilirkişiden, çeyiz eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman bilirkişiden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, bedeli hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı ve hükme elverişli bulunmayan rapora dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4) Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.