9. Hukuk Dairesi 2021/1405 E. , 2021/6371 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : SENDİKA KANUNLARINDAN KAYNAKLANAN
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sendikanın davalı ... bünyesinde çalışan üye işçileri olduğunu, davalı işveren ile bir süre toplu iş sözleşmeleri imzaladığını, davalı işverenin üyelik aidatlarını 6356 sayılı Sendikalar Kanunu ve toplu iş sözleşmeleri hükümlerine rağmen işçilerin ücretlerinden keserek sendikaya göndermediğini, davalı işverene yapılan birçok uyarı ve ihtara rağmen sendika aidatlarının uzun süredir ödenmemesi nedeniyle ilgili alacakların tahsili için Rize İcra Müdürlüğü’nün 2018/4110 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının ilgili takibe itiraz ettiğini ve vaki itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafından borca ve ferilerine tümüyle itiraz edildiğini ve ayrıca zamanaşımı iddiasında bulunulduğunu, davalının yaptığı borca itirazın tümüyle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre ise “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğinden, dava konusu aidat alacaklarının kapsadığı döneme ilişkin olarak ... Belediye Başkanlığı ile davacı sendika arasında 10/04/2013 tarihinde protokol imzalandığı, protokole göre dava konusu Ağustos 2005 ilâ Mayıs 2012 tarihleri arası döneme ilişkin asıl alacak miktarının 109.000,00 TL, işlemiş faiz alacağı miktarının da 21.000,00 TL olmak üzere toplam borç miktarının 130.000,00 TL olduğuna dair mutabakata varıldığı ve borcun 18 taksit halinde vadeye bağlandığı anlaşılmaktadır.
İşveren tarafından 25/12/2013 tarihine kadar taksitlerin ödendiği ancak bu tarihten sonra ödeme yapılmadığı, bunun üzerine sendika tarafından genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibe kanuni süresinde itiraz edildiği ve daha sonra eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtmek gerekir ki, taraflarca protokol çerçevesinde alacağın taksitlendirilip her taksit bakımından bir vadenin belirlenmesine göre, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda önce protokol tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yapılıp daha sonra yapılan ödemelerin mahsubu doğru olmamıştır.
Bu açıklamalara göre, işveren tarafından 25/12/2013 tarihine kadar vadesi gelmiş borçlar ödendiğinden ve toplamda 50.555,61 TL ödeme yapıldığından, bakiye borç miktarının 79.444,39 TL olduğu kabul edilmelidir. Kalan onbir taksit bakımından 25/12/2013 ve takip eden her ayın 25’i itibariyle 7.222,23 TL’lik tutar yönünden temerrüt gerçekleştiği kabul edilmeli, her aya ilişkin 7.222,23 TL’nin vade tarihinden 22/05/2018 icra takip tarihine kadar %9 oran üzerinden işlemiş faiz alacağı tutarı hesaplanmalıdır.
Bu itibarla, mahkemece 79.444,39 TL asıl alacak ve yukarıdaki belirtildiği şekilde hesaplanacak işlemiş faiz alacağı tutarı bakımından itirazın kısmen iptaline karar verilmeli, 79.444,39 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 faiz işletilmesine karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile verilen karar isabetsizdir.
3-İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti belirlenirken sadece asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı tutarlarının dikkate alınması gerekirken, icra inkar tazminatının da dikkate alınması suretiyle vekalet ücreti tutarının belirlenmesi doğru olmamıştır.
Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.