11. Hukuk Dairesi 2015/11256 E. , 2016/6049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.05.2015 tarih ve 2013/315-2015/95 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2010/66266 sayılı ve "..." ibareli marka başvurusunun, davalının 2001/06686, 2001/06687 sayılı "..." ibareli v.b. markalarını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine ...’nin 2013-M-3115 sayılı YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa müvekkil markasının bir logosu olmadığını, Türkiye’de en cahil insanın bile “Türk” ve “Kürt” kelimelerinin farkını bildiğini, bu sebeple halk arasında karıştırılma tehlikesi olmadığını, ifadeler arasında işitsel benzerlik olmadığını ileri sürerek, ... tarafından ırkçı bir anlayış içeren YİDK kararının iptalini ve markanın tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin tanınmış “...” markalarının sahibi olduğunu, dava konusu markanın 556 sayılı KHK m. 7/1-f maddesi anlamında yanıltıcı olduğunu, çünkü davacı vekilinin “...” ibareli marka ile ilgili olarak Kürt ibaresinin Türkiye özelinde etnik bir sınıfı işaret ettiğini ve bu sınıfın maddi ve sosyolojik bir gerçeklik olarak benimsendiğini belirttiğini, ancak markanın kullanılacağı 9. sınıftaki ürünlerin teknik nitelikte emtialar olduğunu, bu ürünlerin niteliği, kalitesi, orijini ve sair karakteristik özellikleri ile her hangi bir etnik sınıfın her hangi bir hususiyetlerini anılan örneklerde görmenin mümkün olmadığını, davalı başvurusunun kötüniyetli olduğunu, müvekkilin özel/01662 nolu “...” markasının 9. sınıfta tescilli olduğunu, “...” markasının 9. sınıf için tescil ettirilmek istendiğini, davacının salt etnik kökeni ön plana çıkarmak suretiyle ticari avantaj elde etmeye çalıştığını, “...” ve ...” ibarelerinin kelime sayısı, dizilim, format, font ve görsel/işitsel/düşünsel bağlamındaki benzerliklerinin bire bir aynı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının "..." ibareli marka başvurusuyla davalının "..." markaları arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunduğu, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama ve düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayıramadığı satın alım süresi içinde, ... ibare ve biçimli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun ... ibare ve biçimli markalardan farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, bu açıdan 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesinde belirtilen iltibasın bulunduğu kanaati oluştuğundan YİDK kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.