21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/11151 Karar No: 2008/2365 Karar Tarihi: 18.02.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/11151 Esas 2008/2365 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/11151 E. , 2008/2365 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi TARİHİ : 11/12/2006 NUMARASI : 2003/1355-2006/859
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan T. Ş.Fab. Genel Md.lüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı T.ŞFab. A.Ş’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacılardan N.H.’ün eşi ve B. H.’ün babası olan sigortalının geçirdiği iş kazası sonucu % 36 işgöremez duruma gelmesi nedeniyle manevi tazminat talep etmişler mahkemece dava kabul edilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla ayni eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişimidir? Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. Somut olayda, davacılardan N.’ın kocası ve B.’in babası olan Ö.H.ün geçirdiği işkazası sonucu sol el 1,2,3 parmaklar CMC ampute ve sağ el 3. parmak CMC ampute olması sonucu % 36 oranında iş göremezlik hale geldiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Sigortalının vücut bütünlüğü ihlali olayının davacılar N.ve B.’in ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünü hangi ölçüler içinde ve nasıl ağır biçimde bozduğu kanıtlanamamıştır. Açıklanan maddi ve hukuki olgular nedeniyle, davacılar N. ve B.’in B.K."nun 47. maddesine dayanan manevi tazminat isteği yönünden doğrudan manevi zarara uğradıklarını kanıtlayamadıkları gözetilmeden yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davalı T.Ş.Fab.A.Ş’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, BOZULMASINA, 18.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.