18. Hukuk Dairesi 2014/13152 E. , 2014/15331 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ... vd. ile davalı ... aralarındaki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili davasına dair ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2012 günlü ve 2012/15-2012/601 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 06.05.2013 günlü ve 2013/4690-2013/7695 sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekilinin karar düzeltme dilekçesi ile eklerinin ve tüm dosya kapsamının yeniden incelenmesi sonucunda,
Kamulaştırma Kanununa 5999 Sayılı Kanunla eklenen ve 30.06.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici 6. maddesinde “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır” hükmü getirilmiş, 25. 02. 2011 tarihinde resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanunun Geçici 2. maddesiyle de “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” denilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 22. 02.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 01.11.2012 tarih ve 2010/83 Esas-2012/169 Karar sayılı kararı ile uzlaşma dava şartı sayılmış, 6111 Sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ise iptal edilmiş ancak iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra kanunlaşan ve 11.06.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6487 Sayılı Kanunun 21. Maddesi ile Kamulaştırma Kanununun Geçici 6. maddesi değiştirilmiştir. Değiştirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasında “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” denilmiş, 10 fıkrasında ise “Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir;
uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan bu düzenlemeler karşısında 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında el atılan taşınmazlar için 6487 Sayılı Yasanın yayımlanmasından sonra açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edilmekte, öncesinde açılan davalar için ise uzlaşma yoluna başvurulması için üç aylık süre öngörülmekle birlikte uzlaşmaya başvurulması zorunluluk haline getirilmemektedir. Buna göre 6487 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalar için uzlaşmaya gidilmemesi nedeniyle davaların reddi yoluna gidilemeyeceğinden, mahkemelerce işin esasına girilerek gerekli araştırmalar yapılıp sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davasının yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 05.01.2012 tarihinde açıldığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğu, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin sürenin geçtiği de dikkate alındığında; Dairemizce uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönünde yapılan bozma kararının, bozma kararından sonra yürürlüğe giren yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme karşısında kaldırılması gerektiği ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut ipoteğin bedele yansıtılmamış olması ile harç ve vekalet ücretinde yapılan yasal düzenleme gözetilerek hükmün bu nedenlerle düzeltilerek onanması gerektiği bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 06.05.2013 gün ve 2013/4690-7695 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut ipoteğin bedele yansıtılmamış olması ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmü getirildiğinden maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin sonuna gelmek üzere "dava konusu taşınmazın tapu kaydında .... A.Ş. lehine mevcut ipoteğin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına" cümlesinin eklenmesi, hüküm fıkrasının (4) nolu bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Alınması gerekli 21,15 TL maktu karar ve ilam harcının peşin yatırılan 12.786,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.765,65 TL"nin talep halinde yatırana iadesine" ibaresinin yazılması, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.200 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine" cümlesi yazılmak ve yine hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan "118,80 TL" ve "12.668,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 13.535,30 TL" ibarelerinin metinden çıkartılarak yerlerine sırasıyla
"21,15 TL" ve "olmak üzere toplam 909,6 TL" ibareleri yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK"ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.