17. Hukuk Dairesi 2014/14276 E. , 2017/1234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, murislerinin ... Bankası ... Şubesinden 29.01.2010 tarihinde kredi çektiğini ve bu kredi ile birlikte hayat sigortası yaptırdığını, muris..."ın 29.12.2011 tarihinde akciğer kanseri nedeni ile vefat ettiğini, davalı bankaya yapılan müracaat üzerine murisin daha öncesinden hastalığını bildiğini ve hayat sigortası kapsamının dışına çıktığını ve bu nedenle işlem yapamayacaklarını bildirdiklerini, oysaki murisin hastalığını öğrendiği tarih ve buna ilişkin raporun hayat sigortası ve kredi işleminden sonraki bir tarih olduğunu, davalı tarafça gönderilen 01.03.2012 tarihli ihtarname ile borcun bu kez mirasçılarından talep edildiğini ileri sürerek murisin hastalığını daha önceden bildiğinden bahisle 5.600,00 TL tutarındaki kredi borcunun mirasçılardan istenilmesi nedeni ile bu kredi borcundan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinden davadaki talebini açıklaması istenildiğinde ise, borca karşı bir diyecekleri olmadığını, davalı bankanın sigorta şirketine başvurma konusunda muaraza çıkardığı için dava açtıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili, davalı bankanın alacaklı olduğu .... 18.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4572 E. ve 2012/4573 E. Sayılı dosyalarıyla....aleyhine icra takibine geçildiğini, icra takibinin açılmasından sonra kişinin vefat ettiğine haricen öğrendiklerini, müvekkil banka tarafından davacılar aleyhine başlatılmış icra takibinin bulunmadığını bildirerek husumet nedeni ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile, davalı bankanın sigorta şirketine başvuru konusunda çıkardığı muarazanın giderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, yerel mahkeme tarafından davalı bankanın sigorta şirketine başvurma konusunda çıkardığı muarazanın giderilmesi olarak nitelendirilmiştir. Davacı yan, dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu kredi tutarının davalı banka tarafından sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerekmesi nedeni ile davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitini istemiş, sonrasında mahkemece davacı vekilinden davadaki talebini açıklaması istenildiğinde ise, borca karşı bir diyecekleri olmadığını, davalı bankanın sigorta şirketine başvurma konusunda muaraza çıkardığı için dava açtıklarını beyan etmektedir. Mahkemece, her ne kadar davacıların borcun olmadığı konusunda bir iddiası olmadığı kabul edilmiş ise de, borcun hayat sigortası poliçesi kapsamında ödenip ödenmeyeceği noktasında çekişme mevcuttur. Bu durumda işbu davada, öncelikle, düzenlenen hayat sigortasi başlıklı poliçelerde sigorta ettiren ve dain mürtehin sıfatı bulunan ve buna bağlı olarak sigorta bedeli üzerinde asıl hak sahibi konumunda olan davalı banka ile davadışı sigorta şirketi arasındaki hukuki durumun tayin ve tespit olunması, bunun sonucuna göre de davalı bankanın tüketici kredisinden kaynaklanan alacağını sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekirken davacılardan talep etmiş olmasının MK’nın 2. maddesi dairesinde hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunup bulunmadığı ve bu durumun aynı sermaye grubu içinde yer alan sigorta şirketi ile davalı banka bakımından bir sebepsiz zenginleşme hali yaratıp yaratmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu biçimde yapılacak bir araştırma ve soruşturmanın sonucunda verilecek kararın ise, dava dışı sigorta şirketinin hukuki durumunu etkileyeceği açıktır. Nitekim, dava dışı sigorta şirketine dava ihbar edilmiş, sigorta şirketi talebin teminat dışında bulunduğu cevabı vermiştir. Hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmadığından, davanın ...’ye de
husumetin yöneltilmeksizin çözümü olanaklı görülmediğinden, davacı yana adı geçen sigorta şirketi aleyhine dava açılması ve işbu dava ile birleştirilmesi için süre verilerek gereğinin yerine getirilmesi halinde yukarda belirtilen hususlar çerçevesinde gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle, 29.12.2011 tarihinde akciğer kanseri nedeni ile vefat eden sigortalı muris..."ın daha öncesinden hastalığını bilip bilmediği ve hayat sigortası kapsamının dışına çıkıp çıkmadığı, murisin hastalığını öğrendiği tarih ve buna ilişkin raporun hayat sigortası ve kredi işleminden sonraki bir tarih olup olmadığı, hastalığı ile ölüm arasında illiyet olup olmadığı araştırılarak ortada geçerli bir poliçe var mı yok mu tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davada iddianın ileri sürülüş biçimi gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.