Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 02.06.1986-02.09.1986 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava nitelikçe davacının davalı işyerinde 2.6.1986-2.9.1986 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece isteminin kabulüne karar verilmiştir Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinden davacı adına düzenlenen 2.6.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma verildiği ve mahkemece dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olduğuna dair dönem bordroları getirtilmeden beyanlarına itibar edilerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerinden Kuruma verilen uyuşmazlık dönemine ait dönem bordrolarını getirtmek, , dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadıklarını ve davacıyla aynı sürelerde çalışıp çalışmadıklarını denetlemek, gerek duyulması halinde başka bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının beyanlarının yeterli olmadığı durumda giderek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek zabıtaca komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar kayıtlarıyla tesbit edilip beyanlarına başvurmak, işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alınıp alınmadığını Kurumdan sormak, uyuşmazlık dönemindeki davacnın yaşı dikkate alınarak askerlik görevini yaptığı tarihleri bağlı olduğu Askerlik Şubesinden sormak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.