11. Hukuk Dairesi 2016/6038 E. , 2016/6035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/03/2016 tarih ve 2016/297-2016/206 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... ilinde "..." ticari unvanı ile otomobil ve benzeri araçların servis bakım ve tamir işlerini yaptığını, davalı firmanın ise " ..." isimli markayı ... olarak pazarladığını, müvekkili ile davalı şirketin temsilcileri ile 09/11/2013 tarihinde adı geçen markanın bayiliği ve ... işletmesi konusunda ön anlaşma imzalandığını, daha sonra 14/01/2014 tarihli ... sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşmelere göre müvekkilinin 5 yıl boyunca ... ili sınırları içinde ... Markasını ... olarak bayiliğini yapacağını, bedel olarak toplam 70.000,00 TL"nin müvekkili tarafından ödendiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili tarafından sözleşme hükümlerine uygun olarak sözleşme işyerinde markanın tanıtımı için yatırımlara başladığını ve işyerini fiziki olarak sözleşmeye uygun hale getirdiğini, müvekkilinin bu aşamada büyük bir yatırım yaptığını, ancak sözleşme imzalandıktan 22 ay sonra 19/10/2015 tarihinde davalı şirket yetkilileri tarafından gönderilen e-postada " performansınızdan kaynaklanan bölgenizdeki marka değer ve potansiyelimizin olumsuz yönde etkilenmesi sebebiyle bayilik sözleşmesinin 30/10/2015 tarihinde feshedileceği " bildirildiğini, akabinde müvekkilinin davalı kurum bünyesinde internet üzerinde kullandığı, e-posta programı hesapları ve buna bağlı bilgilerin dondurulduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi yerine getirmesinin engellendiğini, sözleşmenin 8. maddesinde sözleşmenin hangi şartlarda fesedileceğinin kararlaştırıldığını ancak davalının fesih gerekçesinin bu şartlara uymadığını, sözleşmenin 5 yıl olup toplam bedelinin 70.000,00 TL olduğunu, buna göre sözleşmenin imzalanmasından itibaren 22 aylık bedelin mahsup edilmesi ile 44.370,00 TL davalıdan alacaklı olduklarını, ayrıca sözleşmeye ilişkin olarak müvekkilince yatırımlarda bulunulduğunu, buna ilişkin olarak da fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 5.000,00 TL tazminat talep ettiklerini, ayrıca davalı ile cari hesap ilişkisi içinde çalıştıklarını, 19.284,89 TL cari hesap bakiye alacakları bulunduğunu ileri sürerek söz konusu alacakların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 14/01/2014 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde davalı şirketin davacıya ... sözleşmesi kapsamında kendisine ait markaların münhasır olmayan kullanım hakkını da vermeyi taahhüt etmiş olduğu, davacının iddiası ve sözleşme kapsamı nazara alındığında davanın konusunun 556 sayılı KHK "dan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın fikri ve sınai haklar mahkemesi sıfatıyla görevli ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasında aktedilen franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle alacak ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup dava franchising alan tarafından açılmıştır. Davacı, 556 sayılı KHK"dan kaynaklanan uyuşmazlık nedeni ileri sürmemiş, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle franchising bedelinin, yapılan masrafların tazmini ve davalı şirketten cari hesap alacağının tahsilini istemiştir. Davacı tarafından bunların yanında davalı markasının değerinin, kalitesinin ve müşteri sayısının artırılması amacıyla yapılan harcamanın da talep edilmesi 556 sayılı KHK kapsamında tescilli bir sınai hakka dayalı uyuşmazlık niteliğinde de olmadığından, mahkemece işin esasına girilip uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekirken ihtilafın 556 sayılı KHK kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.