Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/9927 Esas 2015/12089 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 2828 Sayılı Yasaya Göre Koruma Kararının Kaldırılması

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 23.02.2015 gün ve 19754-2469 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE oyçokluğuyla karar verildi. 09.06.2015 (Salı)

KARŞI OY YAZISI

Dairemizce bozulan karar, “koruma kararının kaldırılmasına” ilişkin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.4.1996 tarihli kararıdır. Mahkemece, bozmaya uyulmuş, uyulan bozma kararı gereğince işin “aile mahkemesinin” görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya aile mahkemesine gönderilmiştir. Aile mahkemesi ise, “ hakkında koruma kararı verilen davalının on sekiz yaşını ikmal etmekle koruma kararının kendiliğinden sona erdiği” gerekçesiyle işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş, davacı kurumun temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Davacı kurum, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Korunma altında olup da, hakkındaki korunma kararı on sekiz yaşından önce kaldırılmış olan davalı 1.1.1984 doğumlu olup, 1.1.2002 tarihinde on sekiz yaşını doldurmakla ergin olmuştur. Koruma kararı, on sekiz yaşını doldurmadan önce 18.4.1996 tarihinde kaldırılmıştır. Davada tespiti gereken husus, 2828 sayılı Yasaya göre verilmiş olan korunma kararının, çocuk reşit olmadan önce kaldırılmasının gerekip gerekmediğidir. Başka bir ifade ile “korunmayı gerektiren şartların devam edip etmediği” 1996 yılındaki duruma göre tespit edilecektir. Bu bakımdan korunma altında olan kişinin daha sonra ergin olması, dava konusu üzerinde etkili değildir ve davayı konusuz hale getirmez. Öyleyse işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Davacı kurumun karar düzeltme talebi bu sebeple haklı ve yerinde olup, kabulüne, Dairemizin onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararına katılamıyorum. 9.6.2015