Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/241
Karar No: 2008/2069
Karar Tarihi: 14.02.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/241 Esas 2008/2069 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/241 E.  ,  2008/2069 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bilecik Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 22/11/2007
    NUMARASI : 2007/534-2007/1172

    Davacı, davalı işveren nezdinde hizmet sürelerinin tespiti ile 29.1.2003 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacı ile davalılardan kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının SSK isteğe bağlı sigortalılık dışında çalışmadığı halde hizmet süresinin tesbitinde dikkate alınan 01.09.1998 tarihinden itibaren 51 gün ve 15.06.1998 tarihinden itibaren de 20 gün çalışmasının yokluğunun tesbitine ve 29.01.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine  ilişkindir.
    Mahkemece istemin kısmen kabulü ile 01.09.1998-22.10.1998 tarihleri arasında 51 gün ve 15.06.1998-05.07.1998 tarihleri arasında 20 gün zorunlu SSK sigortalısı olarak çalışmadığının tesbitine,emeklilik ve emeklilik aylığına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Dava sonucu itibariyle davacının tesbit edilen hizmetlerinin iptaline yönelik olup,davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip davalar için özel  bir  ispat yöntemi öngörmemiş  ise de davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş  içtihadı gereğidir.  Bu tür davalarda  öncelikle  davacının  çalışmasına ilişkin belgelerin  işveren tarafından verilip  verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa  işyerinin gerçekten var olup olmadığı  kanun kapsamında  veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı  eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir  duyarlılıkla araştırılmalıdır.  Çalışma olusu her türlü delille ispat  kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş  tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan  seçilmesine özen gösterilmelidir.  Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu  hiçbir kuşku ve duraksamaya  yer vermeyecek şekilde  belirlenmelidir. Yargıtay  Hukuk Genel  Kurulunun  16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da  bu doğrultudadır.
    Somut olayda,iptali istenen dönemlere ilişkin işe giriş bildirgelerinde davacının imzasının bulunduğu,davacının 01.09.1998-01.11.1998 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının müfettiş raporu ile tesbit edildiği,çalışmalarının Kuruma bildirildiği,mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumunun 15.03.2006 tarihli raporunda sadece davacının Kasım 1998 ayına ait ücret bordrosundaki imza üzerinde inceleme yapıldığı, dinlenen tanıkların yukarıda  belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem  çalışmış kişilerden olmadığı  anlaşılmaktadır.
    Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davcıya ait olup olmadığını tesbit etmek, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları tesbit edilip beyanlarına başvurmak ve davacının davalı işveren nezdinde çalışıp çalışmadığını hiçbir kuşku ve duraksamaya  yer vermeyecek şekilde belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.   
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın  yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.02.2008 gününde oybirliğiyle  karar verild

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi