Esas No: 2019/951
Karar No: 2019/5994
Karar Tarihi: 03.04.2019
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/951 Esas 2019/5994 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 07/01/2019 gün ve 94660652-105-21-9045-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2019 gün ve 2019/2714 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararının istinaf edilmeden kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki Dicle Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulüne ve dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı ek kararının hukuken yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre;
1-5237 sayılı Kanun"un 58/1. maddesinde yer alan “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez." ve anılan Kanun"un 58/2. Maddesinde yer alan " Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz ” şeklindeki hükümler dikkate alındığında, tekerrüre esas alman Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/300 esas, 2007/364 sayılı kararının kesinleşme tarihinin 08/03/2016 olduğu, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli kararına konu suç tarihinin ise 11/10/2015 olması karşısında, şartları oluşmadığı halde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve anılan Kanun"un adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşıldığından, sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın adli para cezası olması karşısında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde,
3-Sanığın üzerine atılı tehdit suçunun, 01/03/2017 tarihli hükümden önce 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı, aynı Kanun"un "Mahkeme tarafından azlaştırma" başlıklı 254. maddesinin; "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." şeklinde düzenleme nazara alındığında, dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmemesinde,
4-Sanığın mahkumiyetine esas tehdit suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesini müteakip, zincirleme suç hükümleri uyarınca anılan Kanun"un 43. maddesi uyarınca 1/4 artırım yapılarak 7 ay 15 gün hapis cezasının belirlenmesi üzerine, 5237 sayılı Kanun"un 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılırken hesap hatası yapılarak 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün hapis cezasına karar verilmek suretiyle, sonuç olarak 3.740,00 Türk lirası yerine, 3.500,00 Türk lirasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmesinde,
5-Somut olayda sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümlesine karşılık geldiği ve yine sanığın atılı suçu mağdura karşı değişik zamanlarda birden çok kez işlediğinin anlaşıldığı, hükmün gerekçesinde de bu şekilde açıklama yapıldığı halde, gerekçeli kararın hüküm bölümünde temel uygulama maddesinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a olarak gösterildiği ve yine anılan Kanun"un 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken madde numarasının 43/1 yerine, 43/2 olarak yazılmasında,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararının,
1-5237 sayılı Kanun"un 58/1. maddesinde yer alan “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez." ve anılan Kanun"un 58/2. Maddesinde yer alan " Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz ” şeklindeki hükümler dikkate alındığında, tekerrüre esas alman Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/300 esas, 2007/364 sayılı kararının kesinleşme tarihinin 08/03/2016 olduğu, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli kararına konu suç tarihinin ise 11/10/2015 olması karşısında, şartları oluşmadığı halde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve anılan Kanun"un adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşıldığından, sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın adli para cezası olması karşısında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde,
3-Sanığın üzerine atılı tehdit suçunun, 01/03/2017 tarihli hükümden önce 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı, aynı Kanun"un "Mahkeme tarafından azlaştırma" başlıklı 254. maddesinin; "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." şeklinde düzenleme nazara alındığında, dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
4-Sanığın mahkumiyetine esas tehdit suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesini müteakip, zincirleme suç hükümleri uyarınca anılan Kanun"un 43. maddesi uyarınca 1/4 artırım yapılarak 7 ay 15 gün hapis cezasının belirlenmesi üzerine, 5237 sayılı Kanun"un 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılırken hesap hatası yapılarak 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün hapis cezasına karar verilmek suretiyle, sonuç olarak 3.740,00 Türk lirası yerine, 3.500,00 Türk lirasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmesinde,
5-Somut olayda sanığın üzerine atılı eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümlesine karşılık geldiği ve yine sanığın atılı suçu mağdura karşı değişik zamanlarda birden çok kez işlediğinin anlaşıldığı, hükmün gerekçesinde de bu şekilde açıklama yapıldığı halde, gerekçeli kararın hüküm bölümünde temel uygulama maddesinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a olarak gösterildiği ve yine anılan Kanun"un 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken madde numarasının 43/1 yerine, 43/2 olarak yazılmasında,
isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu"nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası
açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun"un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun"un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup
uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
5237 sayılı TCK"nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
" (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve aynı Kanunun adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında TCK"nın 125/1-2, 43/1, 106/1, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle 23/06/2016 tarihli iddianamenin düzenlendiği, yargılama neticesinde hakaret suçu yönünden şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine, tehdit suçu yönünden ise, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararıyla sanığın TCK"nın 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, hükmün sanığa yöntemince tebliğ edilmesine karşın kanun yoluna konu edilmediği ve bu suretle kesinleştiği, yargılama aşamasında uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmediği, infaz aşamasında Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı ek kararıyla infazın durdurulmasına, uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesi TCK"nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/2-a olarak gösterilmiş, sanığın mağdura karşı atılı suçu değişik zamanlarda birden fazla işlediği kabul edilip cezada artırım yapılırken uygulanan madde, TCK"nın 43/1. maddesi yerine 43/2 olarak belirtilmiştir. Sanık hakkında temel ceza alt sınırdan 6 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, zincirleme suç hükümleri uyarınca 1/4 artırım yapılarak ceza 7 ay 15 gün hapis cezasına yükseltilmiş, TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılırken ceza, 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün hapis cezası olarak eksik belirlenmiştir. TCK"nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca sonuç ceza da 3.740,00 Türk lirası yerine 3.500,00 Türk lirası olarak eksik hesaplanmıştır. Ayrıca adli para cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine hükmolunmuştur.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, sanığa yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesine uyan tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığında şüphe bulunmamaktadır. Sanığa isnat edilen suç yargılama aşamasında uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Mahkeme, sanığa isnat edilen suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirmesi için dosyayı CMK"nın 254. maddesi uyarınca uzlaştırma bürosuna göndermesi gerekirken yargılamaya devam ederek sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair hüküm kurmuş ve hüküm kesinleşerek infaza verilmiştir. Her ne kadar infaz aşamasında Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı ek kararıyla uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ise de, sanığa isnat edilen suçun yargılama aşamasında uzlaştırma kapsamına alınması ve TCK"nın ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin yargılama sırasında yerine getirilmesi gerekmekte, anılan yasal değişikliğin hükümden önce yürürlüğe girmesi sebebiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde yer alan ""... ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" şeklindeki amir hükmünün olayımızda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle infaz aşamasında verilen, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine dair ek kararı hukuki değerden yoksundur. Bu açıklamalar karşısında, sanık hakkında yargılama sırasında uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden hüküm kurulması kanuna aykırıdır.
Yine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve aynı Kanunun adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Bu nedenle sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın adli para cezası olması ve tekerrüre esas olduğu kabul edilen hükümlülüğün incelemeye konu dosyadaki suç tarihinden sonra kesinleşmesi karşısında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca, sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesinin TCK"nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/2-a olarak hatalı gösterilmesi ve sanığın mağdura karşı atılı suçu değişik zamanlarda birden fazla işlediği kabul edilip cezada artırım yapılırken uygulanan maddenin TCK"nın 43/1. maddesi yerine 43/2 olarak belirtilmesi, dosya içeriği ve kabule göre mahallinde düzeltilebilir maddi yanılgılar olarak kabul edilmiştir. Ancak; sanık hakkında temel ceza alt sınırdan 6 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, zincirleme suç hükümleri uyarınca 1/4 artırım yapılarak ceza 7 ay 15 gün hapis cezasına yükseltilmiş, TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılırken ceza, 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün hapis cezası olarak eksik belirlenmiştir. TCK"nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca sonuç ceza da 3.740,00 Türk lirası yerine 3.500,00 Türk lirası olarak eksik hesaplanmıştır.
Açıklanan nedenlerle; sanığın TCK"nın 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine,
3)Bozulan hükmün, sanık aleyhine kanun yoluna konu edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 309/4-b maddesi uyarınca, yeniden hüküm kurulurken, Dicle Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararına konu 3.500,00 Türk lirası adli para cezasının gözetilmesine,
03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.