17. Hukuk Dairesi 2017/367 E. , 2017/1227 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ..."ın ....Dekorasyon ve tekstil ... isimli şahıs firmasının sahibi olduğunu, firmanın .... Caddesi, .... Sokak, No: 10 ....adresinde faaliyet gösterdiğini, piyasaya sürdüğü malların muhafazası için depo kiraladığını, akabinde ....Temizlik ... Ltd şirketinden ürün satın aldığını, satın aldığı ürünleri depoya naklettiğini, davalının acentası aracılığı ile 11/11/2010- 11/11/2011 tarihleri arasını kapsar şekilde tüm işyeri abonman sigorta poliçesi düzenlediğini, depodaki malların hırsızlık olayı sonucu çalındığını, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin davalıya 30/12/2010 tarihinde evrakları teslim ettiğini, davalı çalınan ürünlerin gerçek değerlerinin daha az olduğunu belirterek ödeme yapmadığını ileri sürerek oluşan zararın davalıdan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 6762 sayılı yasanın 1268 maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden doğan tüm taleplerin 2 yılda zamanaşımına uğrayacağını, 1292 ve 1299 maddeleri hükümleri gereğince hırsızlık olayının yani rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren 5. günün sonundan itibaren 2 yıllık sürenin başlayacağını, ifade tutanaklarından anlaşılacağı üzere hırsızlığın 20/12/2010 tarihinde meydana geldiğini, 25/12/2010 tarihine kadar durumu müvekkili sigorta şirketine bildirmek zorunda olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresinin 25/12/2010 tarihinde başlayıp 25/12/2012 tarihinde bittiğini, davanın ise 31/12/2012 tarihinde açıldığını beyan ederek zaman aşımı sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; hırsızlık olayını davacının 20/12/2010 tarihinde öğrendiği, 25/12/2010 tarihinde sigortacıya haber verme borcunun doğduğu, bu tarih itibariyle alacağın muaccel olduğu, 25/12/2010 tarihinden 25/12/2012 tarihi arasında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın 31/12/2012 tarihinde açıldığı, zamanaşımı itirazının süresinde olduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece zamanaşımı yönünden red kararı verip davalı vekili lehine maktu vekalet ücreti hükmetmiş ise de, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi esasa ilişkin olup usulden red kararı gibi değerlendirilemez ve dolayısıyla davalı lehine hükmedilecek red vekalet ücreti maktu değil AAÜT uyarınca hesaplanacak nispi vekalet ücretidir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 5. bendindeki “1.500 TL” ibaresinin çıkartılmasına yerine “10.400 TL” ibaresinin konulmasına, ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 31,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.