11. Hukuk Dairesi 2015/9480 E. , 2016/6013 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2015
NUMARASI : 2014/370-2015/296
Taraflar arasında görülen davada ....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25/03/2015 tarih ve 2014/370-2015/296 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ......... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı ...... ....... Malzeme ve Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti"yi kurduklarını, yurt dışında olması ve tahsil hayatıyla ilgilenmesi nedeniyle müvekkilinin şirket işlerine karıştırılmadığını, şirketin kâr ve zararı ile ilgili bilgi verilmediğini, şirket müdürü olan davalının yetkilerini suistimal ettiğini, bu nedenle şirketin tasfiye sürecine girdiğini, davalının şirketi kanunsuz işlere alet etmesi nedeniyle müvekkilinin ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olduğunu, şirketin her yıl kâr etmesine rağmen davalının şirket kârını kendine alıkoyarak müvekkiline ödeme yapmadığını, davalının şirketin vergi borçlarını ve ticaret odası aidatlarını ödememesi nedeniyle bu borç ve cezaların müvekkiline tahakkuk ettirildiğini, davalının sebep olduğu zararlardan TTK"nın 339. maddesi uyarınca şahsen sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalının kendi kusurları ile sebebiyet verdiği zararlarının tespitini, müvekkili aleyhine davalı lehine olan haksız mal iktibasının karşılığı olarak şimdilik 5.000 TL"nin istirdadını, şirketin vergi borçlarını ödenmediğinden müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı miktar için şimdilik 1.000 TL"nin ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, davalının idare hak ve vazifesinin tahdidini ya da nez"ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin önceki hükmün kesinleştiği, davalı şirket müdürünün yetkisinin kaldırılmasına ya da azline ilişkin talebin incelenmesinde ise, hem davacı hem de davalı hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, taraflara isnat edilen eylemin aynı nitelikte olması nedeniyle tek başına davacıyı haklı kılacak vicdani sonuç ve kanıya varılamadığı, bilirkişi masrafı için gerekli eksik avansın yatırılması için davacı vekiline kesin süre ihtaratlı muhtıra tebliğine rağmen eksik avansın karar duruşmasında dahi yatırılmadığından defter ve belgelerin incelemesinin mümkün olmadığı, ispat külfeti kendisinde bulunan davacının bu delil ikamesinden vazgeçmiş sayıldığı, muhtıra tebliğ edilen vekilin azline veya istifasına ilişkin herhangi bir iddia ileri sürülmediğine göre, yetkisi devam eden avukata yapılan muhtıra tebliğinin geçerli olduğu, davacı tarafından önceliklikle eksik avans tamamlanmadan, davalının şirket defterlerinin ibrazına zorlanmasının mümkün olmadığı, defter
ibrazı açısından davalıya kesin süre henüz verilmediği, davacı tarafından eksik avans yatırıldıktan sonra bu husus açısından ayrıca inceleme yapılması gerekeceği böylelikle davalının temsil yetkisini kötüye kullandığı, hususundan azli ya da sınırlanmasını gerektirir hukuksal bir olgunun sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, mülga 6762 sayılı TTK"nın 161. maddesi uyarınca davalı şirket müdürünün idari hak ve vazifesinin nez"i talebine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak şirket ortağı olan davacı ile şirket müdürü olan davalı hakkındaki kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçuna ilişkin dava dosyaları mahkemece irdelenip tartışılmamış, her iki taraf hakkında kamu davası bulunması ve isnat edilen eylemlerin aynı nitelikte olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki mülga 6762 sayılı TTK"nin 161. maddesi uyarınca muhik sebepler mevcutsa, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile şirket müdürünün idare hak ve vazifesi tahdit veya nez"olunabilir. Vazifenin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya idarede iktidarsızlık gibi haller, muhik sebep sayılır. Bu durumda, mahkemece, ceza dosyaları getirtilip incelenerek, ceza dosyasındaki varsa tanık beyanları, bilirkişi raporları gibi deliller gözetilerek şirket müdürünün azlini haklı kılacak nedenler bulunup bulunmadığı değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davacı ortak hakkında dava açılmasının davalı şirket müdürünün azlini istemeye engel olmayacağı da gözetilmeksizin yetersiz gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.