Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/622
Karar No: 2020/562
Karar Tarihi: 09.07.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/622 Esas 2020/562 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/622 E.  ,  2020/562 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 05.12.2013 tarihli dava dilekçesi ile; davalı ...’ın diğer davalı şirketin işçisi olarak çalışmaktayken iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, avukat olan müvekkilinin davalı ...’ın vekili olarak işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava devam ederken müvekkilinin bilgisi dışında tarafların sulh olduklarını ve ...’ın davadan feragat ettiğini, davalıların müvekkilinin vekâlet ücreti alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, buna rağmen vekâlet ücreti alacağının ödenmediğini, bunun üzerine başlattıkları takibe haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek Bakırköy 10. İcra Dairesinin 2013/7081 sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabı:
    5. Davalı Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili süresinde verdiği 23.05.2014 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin faaliyet adresinin Beylikdüzü olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine başlatılacak icra takibinde yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece icra daireleri olduğunu, takip yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gibi mahkemenin de aynı şekilde yetkisiz olduğunu savunarak dosyanın yetkili Büyükçekmece asliye hukuk mahkemeleri önüne gönderilmesini istemiş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    6. Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2014 tarihli ve 2014/214 E., 2014/219 K. sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme ve icra dairesinin; davalının yerleşim yerindeki mahkeme ve icra daireleri olduğu, 10. maddeye göre sözleşmeden doğan alacak davalarında sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili bulunduğu ve para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceği, eldeki davada davalı borçluların yerleşim yerlerinin Büyükçekmece yargı çevresinde yer aldığı ve her iki borçlunun da ödeme emrine itirazlarında icra dairesinin yetkisine de itiraz ettikleri, alacaklının ikametgâhının da takip dosyasına göre Üsküdar, dava dosyasında ise Şişli olarak görüldüğü, yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından olduğu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenmesi gerektiği, somut olayda takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 13. Hukuk Dairesince 17.12.2014 tarihli ve 2014/34573 E., 2014/40628 K. sayılı karar ile; “…...nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Uyuşmazlık, davacı avukat tarafından davalı ..."ın diğer davalı şirkete açtığı işe iade davasında vekilliğin üstlenilmesine rağmen vekalet ücretinin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla başvurulan icra takibine yönelik itirazın iptali isteminden ibarettir.
    Taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan alacak davası mevcut olup, davacının ikametgâhının Bakırköy olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu"nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgâhında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgâhında takip başlatıp dava açabilir. Dava konusu olayda alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan Bakırköy İcra Dairesi"nde takip başlatmış olup Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davasını açmıştır. Bakırköy icra dairesi ve mahkemeleri sözleşmeden doğan para alacağının tahsili amacıyla yapılan takip ile açılan dava yönünden yetkilidirler. Bu nedenle mahkemece, yapılan yetki itirazı ret edilip yetkili icra dairesinde yapılmış yasal takibin ve açılmış davanın olduğu gözetilerek işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” şeklindeki gerekçeyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Mahkemece 30.09.2015 tarihli ve 2015/85 E., 2015/358 K. sayılı kararı ile; “…Mahkememizce, Yargıtay bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında davacı-alacaklının icra takibinin yapıldığı tarihteki adresinin araştırılması için nüfus müdürlüğüne yazı yazılmış olup, yerleşim yerinin Sancaktepe adresi olduğunun bildirildiği, icra takip dosyasının incelenmesinde takip talebinde davacı-alacaklının adresinin Çekmeköy olarak belirtildiği, İcra takibinde ödeme emrinin, davalı - borçlu şirketin Beylikdüzü adresinde tebliğ edildiği, diğer davalı -borçlu ..."a ise Esenyurt adresinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı vekilinin de son duruşmada alacaklı müvekkilinin takip tarihindeki adresinin Çekmeköy olduğunu beyanla, beyanını imzası ile tastik ettiği görülmüştür.
    Buna göre takip tarihinde davacı-alacaklının adresinin Çekmeköy-Ümraniye, davalı şirketin Beylikdüzü, Diğer davalının ise Esenyurt olduğu ve bu adreslerin Bakırköy Adli Yargı sınırları içerisinde bulunmadığı...” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; vekâlet ücreti alacağı iddiasıyla yürütülen takibin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığı, burada varılacak sonuca göre söz konusu takibe vaki itirazın iptali davasını gören mahkemece icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında itirazın iptali davasında takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olup olmadığı noktasına ilişkin uyuşmazlıkta, mahkemece bozma sonrasında davacı alacaklının takip tarihindeki ikametgâhı araştırılıp temin edilen belgeye de dayanılmak suretiyle direnme kararı verilmiş olması karşısında direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Bilindiği üzere, direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkemece bozma kararından esinlenilerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    14. Başka bir deyişle, mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek bir karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
    16. Somut olayda, gerek alacaklının gerekse borçluların yerleşim yerlerine göre icra dairesinin yetkili olmadığı yönünde verilen karar Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, mahkemece bu bozma kararına karşı davacının takip tarihindeki yerleşim adresi araştırılıp buna ilişkin temin edilen delile de dayanılarak bir karar verilmiştir.
    17. Şu hâlde "direnme" olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 09.07.2020 tarihinde oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi