11. Hukuk Dairesi 2015/14224 E. , 2016/5996 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2015
NUMARASI : 2013/154-2015/271
Taraflar arasında görülen davada ......... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07/05/2015 tarih ve 2013/154-2015/271 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 31.05.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. H.. Ü.. ile davalı vekili Av. E.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka çalışanlarının 29.06.2007 tarihinde kredi borcunun ödenmesi için ihtarda bulunmaları üzerine 2005 yılında iki taksit halinde kullandıkları kredi borcu olduğunu düşünerek ödemeler yaptığını, daha sonra ticari işlemlerde kullanmak üzere yapılan havalelere rağmen hesapta para olmadığını görünce durumu sorduğu davalı bankanın olayı açıklayamadığını, BDDK’ye şikâyet edince, 2000 yılında genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığını bildirdiklerini, gönderilen evraklardaki faks talimatlarının montaj yoluyla sahte düzenlendiğini fark ettiğini, davalı bankanın 10.11.2008 tarihinde hesabı kat ederek ihtarname çektiğini, oysa bu krediyi kesinlikle kullanmadığını 120.000,00 TL kredi ile ilgili talebi bulunmadığını T.... A..... ve E..... M......’na ödeme yapılması talimatlarının sahte olduğunu, ticari itibarının zedelenmemesi için müvekkilinin ihtirazı kayıtla ödemeler yaptığını ileri sürerek 10.11.2008 tarihli ihtarnameye konu 89.629,31 TL’den borçlu olmadıklarının tespiti ile faiz ve BSMV borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında aktedilen kredi sözleşmesindeki imzalarda herhangi bir sahtelik bulunmadığı, davacının davalı ile ilişkisinin süreklilik arz ettiği, dava konusu hesapların da uzun süreli ve sürekli hesaplar olduğu, dava konusu iki adet kredi işleminin öncesinde ve sonrasında yapılan pek çok hesap hareketinin de aynı yöntemle gerçekleştirildiği, davacının bunlara herhangi bir itirazının mevcut olmadığı, iki yıla yakın uzun bir süreç içerisinde sahte ve usulsüz talimatla yapılan işlemlere itiraz etmediği, bu işlemlerin yöntemini ve işlemleri benimsediği, bu suretle davalıda bir güven oluşturduğu, davacının tacir olup tedbirli davranmak durumunda olduğu, internet üzerinden hesabındaki bütün hareketleri de izleyebildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 31/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.