12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/24307 Karar No: 2017/14637 Karar Tarihi: 27.11.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/24307 Esas 2017/14637 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/24307 E. , 2017/14637 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlu 22.06.2016 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda; kendisine 10.06.2016 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebliğden haberdar olduğu 20.06.2016 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini belirterek gecikmiş itirazının kabulü ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, ilamsız icrada tüm itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK"nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur...." hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK"nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa"nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK"nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12-258 esas, 20018344 sayılı kararı). 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK"nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 sayılı kararı). O halde mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olup olmadığı tespit edilerek, eğer usulsüz olduğu ve şikayetin de süresinde yapıldığı kanaatine varılırsa, Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, öğrenme tarihine göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus araştırılmaksızın yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.