4. Hukuk Dairesi 2020/1579 E. , 2021/535 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : 1-... 2-... 3-... vekili Avukat ...
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/02/2010 gününde verilen dilekçe ile ölümle neticelenen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 30/04/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazına gelince;
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden karar kesinleştiğinden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalı sürücünün kaldırımda yürümekte olan davacıların murisine çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davaya konu kazanın davalının kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek davacı eş Arife için 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 40.000 TL manevi tazminatın, davacı ... ve Mustafa için ise 30.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın araçtaki teknik arızadan kaynaklandığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, talep edilen miktarların fazla olduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda; maddi tazminat davasının kabulü ile 51.373 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi ve davalı ...’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile eş Arife için 5.000 TL, Çiğdem ve Mustafa için ayrı ayrı 2.000 TL olmak üzere toplam 9.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/11/2012 tarihli ve 2012/14952 esas, 2012/13108 karar sayılı ilamıyla; davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğu, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece uyulan bozma ilamı sonucu yapılan yargılamada davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 10.000 TL davacı ... için 4.000 TL, davacı ... için 4.000 TL olmak üzere toplam 18.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan
./..
-2-
08.09.2009 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/09/2014 tarihli ve 2014/12985 esas 2014/11911 karar sayılı ilamıyla; somut olay ile bağdaşmayan çok düşük miktarda manevi tazminata hükmedildiği, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
İlk derece mahkemesince 15.04.2014 tarihli kararda hüküm altına alınan 18.000 TL manevi tazminatın, 08.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte aylık 810 TL gelire sahip olan ve bu gelirle geçinmeye çalışan davalı ... tarafından ödenmesinin mevcut ekonomik imkânlarıyla zor olacağı, davacıların tatmin duygusunu karşılamak amacıyla daha yüksek miktara hükmedilmesinin davalı ..."in ekonomik mahvına sebep olacağı gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı nedeniyle dosyanın gönderildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1096 esas - 2018/1384 karar sayılı ilamıyla; olayın meydana geldiği tarihteki paranın satın alma gücü dikkate alındığında davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğu belirtilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı sonucu yapılan yargılamada davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000 TL davacı ... için 6.000 TL, davacı ... için 6.000 TL olmak üzere toplam 27.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 08.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat tutarlarının çok düşük olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın Hukuk Genel Kurulu kararıyla bozulduğu, mahkemece Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma kararlarında gösterilen gerekçe ve nedenler tartışılmadan 15.04.2014 tarihli yerel mahkeme kararına benzer şekilde davacılar yararına yine düşük seviyede manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Olayın meydana geliş şekli, dosyadaki tutanak ve kanıtlar, bozma kararlarında açıklanan gerektirici nedenler ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarları düşüktür. Davacılar yararına daha üst seviyede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.