17. Hukuk Dairesi 2014/11313 E. , 2017/1131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl-birleşen dava davacısı vekili ve birleşen dava davalısı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, asıl davada davalı ...’in sürücüsü olduğu aracın .... dolum tesislerinden çıkıp davalı ...’ın sürücüsü olduğu araçla çarpıştığını, kazada davalı ...’in %80 oranında, davalı ...’ın %20 oranında kusurlu olduğunu, kaza sırasında davalı ...’ın sürücüsü olduğu servis aracında işe gitmek üzere yolcu olarak bulunan davacının malul kaldığını, bakıcı tuttuğunu, hastanelerde ve evdeki tedavisi sırasında kendisi ve ailesinin harcadığı ulaşım, yemek, beslenme, barınma, kurumca ödenmeyen tedavi masrafları olduğunu, elem çektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiş, birleşen davada aynı kazada malul kaldığını, tedavi gideri ödediğini, bakıcı tuttuğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000 TL maddi tazminatın kazaya karışan araçların zorunlu trafik sigorta şirketlerinden kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini davalı ... ve .... bakımından 153.598,6 TL, davalı ... ve .... ... Sigorta A.Ş. bakımından 51.182,87 TL olarak toplam 204.781,47 TL’ye yükseltmiş, 16.02.2012 tarihli dilekçesiyle tedavi gideri taleplerinin bulunmadığını ve ıslaha dahil edilmediğini beyan etmiştir.
Asıl davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin kazaya karışan araçların maliki olmadığı gibi, davalıların da müvekkili şirketin elemanı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Asıl davalılar ... ve ... vekili, davacının davasını ispatlaması gerektiğini, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dava davalısı .... vekili, zamanaşımının dolduğunu, mecburi mali mesuliyet poliçesine göre tedavi gideri nedeniyle poliçe limitinin kişi başına azami 50.000,00 TL, sakatlanma nedeniyle poliçe limitinin kişi başına azami 50.000,00 TL ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dava davalısı .....Sigorta A.Ş. vekili, ilgili aracın kaza tarihini kapsayan herhangi bir poliçe bulunamadığını, kaza sonucu üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması halinde poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ...Ş aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.02.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar .... ve ...’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacının maddi tazminat isteminin dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve birleşen dosya dava dilekçesi göz önüne alınarak toplam 204.781,47 TL üzerinden kabulü ile 204.781,47 TL tazminatın davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihi olan 21.02.2005 tarihinden itibaren, davalı ... şirketleri yönünden birleşen 207/356 Esas sayılı dosyanın dava tarihi olan 04.07.2007 tarihi alınmak, davalı ...’ın sorumluluğunun 176.604,76 TL ile sınırlı olmak, davalı ...’un sorumluluğunun 44.151,28 TL ile sınırlı olmak, davalı ...’nin sorumluluğunun poliçe teminatı ile ve maksimum 176.604,76 TL ile sınırlı olmak ve .... A.Ş’nin sorumluluğunun poliçe teminatı ile ve maksimum 44.151,28 TL ile sınırlı olmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl-birleşen dava davacısı vekili ve birleşen dava davalısı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl ve birleşen davalar trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HUMK’un 381., 388. ve 389. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 388. maddesinde; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda davacılar tedavi gideri talebinden vazgeçerek 11.11.2011 havale tarihli hesap bilirkişi raporuna göre ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini davalı ... ve .... bakımından 153.598,6 TL, davalı ... ve....A.Ş. bakımından 51.182,87 TL olarak toplam 204.781,47 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 10.12.2013 havale tarihli hesap bilirkişi raporunda ise davalı ...’in ve davalı ....’nin %80 kusur oranına göre sorumluluğu 176.604,76 TL, davalı ...’un ve .... A.Ş’nin %20 kusur oranına göre sorumluluğu 44.151,28 TL olmak üzere toplam 220.756,43 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece hem gerekçe hem hüküm fıkrasında ise ıslah dilekçesi ve 10.12.2013 havale tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak ‘’Davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.02.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacının maddi tazminat isteminin dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve birleşen dosya dava dilekçesi göz önüne alınarak toplam 204.781,47 TL üzerinden kabulü ile 204.781,47 TL tazminatın davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihi olan 21.02.2005 tarihinden itibaren, davalı ... şirketleri yönünden birleşen 207/356 Esas sayılı dosyanın dava tarihi olan 04.07.2007 tarihi alınmak, davalı ...’ın sorumluluğunun 176.604,76 TL ile sınırlı olmak, davalı ...’un sorumluluğunun 44.151,28 TL ile sınırlı olmak, davalı ...’nin sorumluluğunun poliçe teminatı ile ve maksimum 176.604,76 TL ile sınırlı olmak ve .... A.Ş’nin sorumluluğunun poliçe teminatı ile ve maksimum 44.151,28 TL ile sınırlı olmak kaydı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine,’’ karar verilmiştir. Asıl ve birleşen dava davalıları aleyhine hükmedilen maddi tazminat kalemleri toplandığında toplamı 204.781,47 TL değil, 220.756,43 TL etmektedir. Hüküm infazı kabil ve net olmadığı, şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğu gibi, 1086 sayılı HUMK"nin 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nin karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olup asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacısı vekilinin sair ve birleşen dava davalısı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre asıl-birleşen dava davacısı vekilinin sair ve birleşen dava davalısı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine 7.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.