
Esas No: 2016/3408
Karar No: 2016/6655
Karar Tarihi: 15.06.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/3408 Esas 2016/6655 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 5 parsel sayılı 2.438,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ..."nın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, yargılama sırasında 07.01.2014 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince satış işlemi nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen mavi renkle taralı 588,66 metrekare yüzölçümlü kısmının davacının zilyetliğinde olduğunun tespitine, tapu kaydının beyanlar hanesindeki; "bu taşınmaz... kızı ..."nın zilyetliğindedir" şeklindeki şerhin iptali ile beyanlar hanesine; "bu parselin fen bilirkişisi ..."ın 24.02.2014 tarihli raporunun ekindeki 5 nolu krokide (B) harfi ile gösterilen mavi renkle taralı 588,66 metrekare yüzölçümlü kısmı davac... oğlu ..."ın zilyetliğindedir, krokide (B) harfi ile gösterilen bölüm dışında kalan kısımlar ise davalı ....."nın zilyetliğindedir" şeklinde şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacının kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu 109 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 6292 sayılı Yasa uyarınca dava tarihinden sonraki bir tarihte satılarak davalı ... adına tescil edilmiştir. Kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki tarihte açılması gerekir. Taşınmaz 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki; somut olayda, yargılamanın devamı sırasında taşınmazın 6292 sayılı Yasa gereği satış işlemi nedeniyle davalı ... adına tapu kaydı oluşturulmuş olup, bu aşamada davaya zilyetliğin şerhine yönelik dava olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Hal böyle olunca, yargılama sırasında taşınmaz malikinin değişerek davalı ... olması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüş olup, dosya içeriğine göre, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün davacının fiili kullanımında olduğu anlaşılmakta olduğundan mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün kullanım kadastrosu yapıldığı tarih itibariyle davacının fiili kullanımında olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalı ..."nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.