9. Hukuk Dairesi 2014/2215 E. , 2015/13946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ... İcra Müdürlüğünün 2004/8402 esas sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışırken işverene teminat amaçlı senet verdiğini, işverinin bu senedi avukatı aracılığı ile takibe koyup senet bedelini tahsil ettiğini, icra takibi nedeniyle senet bedelini ödediğini ancak gerçekte senede konu herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek, ödediği 11.034,00 TL nin iadesi ile davalının %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının bir şahsa 10.110.649.000 TL tutarında bilet satışı yaptığını, ancak bilet bedelini tahsil etmediğini, davacının şirket müşterilerine vadeli veya kredili satış yapma yetkisinin bulunmadığını, davacının tamamen kendi kusuru ile bu bedeli davalı şirketin ödemesine neden olduğunu, davacının biletleri sattığı şahıstan bilet bedelleri tutarındaki bir adet emre muharrer senedi alarak şirkete teslim ettiğini ancak senedin vadesinde ödenmediğini, adresi bulunmayan bu şahsa karşı icra takibi yapılmadığını, davacının şirkete verdiği zarara karşılık olmak üzere 01/06/2004 tarihinde 16.06.2004 vadeli 10.110.649.000 TL bedelli senedi düzenleyerek müvekkili şirkete teslim ettiğini, bu senedin iş akdinin feshinden sonra davacının hür iradesiyle düzenleyerek verdiği bir senet olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketin, borçlusu olan ... isimli kişiden tahsil edemediği yahut tahsilinde sıkıntı yaşadığı alacağını işçisinden tahsil etme yoluna gittiği, bu durumda teminat olarak alınan ve gerçek bir borca ilişkin olmayan senedin iş akdinin devamı süresince zayıf durumda olan işçiden baskı ile alındığı kanaatine varıldığı, dava konusu senetle ilgili olarak davalı şirketin ticari kayıtları üzerinde de herhangi bir kayda rastlanmadığı, davalının davacıdan alacaklı olduğu kanıtlanamadığı ve davalı şirketin bu senetle ilgili olarak herhangi bir alacak iddiasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve bu bono nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı 11.035.00 TL"nin davalıdan istirdatına ve davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı, davalı işverene verdiği teminat senedinin icra takibine konulması nedeni ile senet bedelini ödediğini, ancak, senedin teminat amaçlı olduğunu ve gerçek bir borca ilişkin olmadığını ileri sürerek ödediği paranın iadesini talep etmiş, davalı ise davacının şirkete verdiği zarara karşılık olarak senedi düzenlediğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre senedin teminat amaçlı verildiği ve davacının bu senet nedeniyle borçlu olmadığı kabul edilip ödenen paranın iadesine karar verilmesi yerinde ise de, kötüniyet tazminatına ilişkin karar yerinde değildir.
Gerek icra inkar tazminatı gerekse kötüniyet tazminatı İ.İ.K.nun 72. maddesinde sadece menfi tespit davaları bakımından öngörülmüş bulunmakta olup, istirdat davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde takip alacaklısı aleyhine kötüniyet tazminatı ödeneceğine ilişkin bir hüküm yoktur. Bu nedenle Mahkemece davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.