16. Ceza Dairesi 2015/1252 E. , 2015/3566 K.
"İçtihat Metni"
TALEP :
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/2. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2009 tarihli ve 2007/433 Esas, 2009/92 sayılı Kararının Yargıtay Ceza Dairesinin 21.04.2014 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığınca infazda tereddüt oluştuğundan bahisle örgüt mensubu olan hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde karar verilmesi talebinde bulunulması üzerine, hükmün Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği gerekçesiyle tekerrür hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair aynı mahkemenin 31.10.2014 tarihli ve 2007/433 Esas, 2009/92 sayılı Ek Kararına vaki itirazın reddine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2014/1560 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya sureti incelendi.
Yargıtay Ceza Dairesinin 13.06.2014 tarihli ve 2013/4273 Esas, 2014/7365 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesindeki düzenlemenin infaza ilişkin olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak suçlarından ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkum olan sanıklar hakkında anılan maddenin uygulanması hususunda mahkemesince her zaman karar verilebileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12.02.2015 tarih ve 94660652-105-68-0645-2015/3635/10934 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2015 gün ve 2015/61307 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I ) OLAY:
Hükümlü ... hakkındaki dosya kapsamından;
Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2009 tarih ve 2007/433 Esas, 2009/92 Karar sayılı hükmü ile TCK"nın 220/2, 53, 63. maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmünün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay Ceza Dairesinin 21.04.2014 tarih ve 2011/9688 Esas, 2014/4932 Karar sayılı ilamı ile anılan mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosunun 24.10.2014 tarihli yazısı ile mahkeme ilamında hükümlü hakkında TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanacağına dair ibare yer almamasının hükmün infazında tereddüte neden olduğu belirtilerek hükümlü hakkında TCK"nın 58/9. maddesinin infaz işlemlerinde uygulanıp uygulanmayacağı yönünde karar verilmesi talep olunmuştur.
Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/433 Esas, 2009/92 Karar sayı ve 31.10.2014 tarihli ek kararı ile; 19.02.2009 tarihli hükmün Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21.04.2014 tarih ve 2011/9688 Esas, 2014/4932 Karar sayılı ilamı ile onandığından hükümlü hakkında TCK"nın 58/9. maddesinin infaz işlemlerinde uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının anılan 31.10.2014 tarihli ek karara itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/1560 değişik sayı ve 13.11.2014 tarihli ek kararı ile; TCK"nın 58. maddesi ile ilgili hüküm kurulmamış olması ve bu durumun Yargıtay içtihatları doğrultusunda sanık hakkında kazanılmış hak sonucunu doğurduğu belirtilerek ek kararının usul ve kanunlara uygun olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
II)KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
TCK"nın 58/9. maddesindeki düzenlemenin infaza ilişkin bir düzenleme olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkum olan sanık hakkında anılan maddenin uygulanması hususunda mahkemesince her zaman karar verilebileceği nedenlerine dayalı itirazın reddine dair Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2014 tarih ve 2014/1560 değişik iş sayılı kararının yerinde olmadığından CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istemine ilişkindir.
III ) HUKUKSAL DEĞERLENDİRME :
Öğretide "Olağanüstü temyiz" olarak isimlendirilen kanun yararına bozma, kanun yolunun koşulları ve sonuçları CMK"nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
CMK"nın 309. maddesinde Adalet Bakanlığına, 310. maddesinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tanınan bu yetki, hüküm veya mahkemelerce verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümdeki hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Dolayısıyla temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş bulunan hükmün kendisine değil, ancak bu hükmün infazı aşamasında mahkemeden uygulanacak infaz rejiminin belirlenmesine yönelik talep üzerine verilen karara ilişkin itiraz başvurusunu inceleyen ağır ceza mahkemesi başkanlık kararına yönelik kanun yararına bozma isteminde bulunabileceğinden kuşku yoktur.
Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde:
TCK"nın 58/9. maddesinin 9. fıkrası; “Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
TCK"nın 6. maddesinin (j) bendinde ;
“Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.02.2014 tarih ve 2013/7-399 Esas, 2014/58 Karar sayılı kararında “Özel tehlikeli suçlular düzenlenmesine ilk kez 5237 sayılı TCK"nda yer verilmiş olup, kanun koyucu itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçluyu özel tehlikeli suçlu olarak kabul etmiştir. Özel tehlikeli suçlular bakımından, mükerrerliğin şartları oluşmaksızın mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması esası getirilmek suretiyle, cezanın özel önleme amacı ön plana çıkarılmıştır. Söz konusu kişilerin özel tehlikeli olarak kabulünün sebebi ise diğer suç faillerine göre suça eğilimlerinin yüksek olmasıdır.
İtiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçluluk hallerinden birinin varlığı mahkemece tespit edildiği takdirde, hükümde bu durumun açıkça belirtilip, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
Anılan Ceza Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere; mahkemece sanığın örgüt mensubu olduğunun tespit edilmesi halinde TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmelidir.
Ayrıca; TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetildiğinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan mahkum olan sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2015 tarih ve 2015/61307 sayılı Kanun Yararına Bozma talebinin KABULÜNE;
2- Hükümlü ... hakkındaki Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2014/1560 Değişik İş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA,
3- CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedenine göre uygulama hükümlü ... hakkında yapılarak, Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2009 tarih ve 2007/433 Esas, 2009/92 Karar sayılı hükmünün TCK"nın 58/9. maddesi uyarınca mükerrirlere özgün infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,
Dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.