Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9708
Karar No: 2014/7122
Karar Tarihi: 10.11.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/9708 Esas 2014/7122 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/9708 E.  ,  2014/7122 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 10.07.2014 (Ek karar)
    NUMARASI : 2012/631 Esas

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davalı vekilinin ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, davalı şirketin, seramik konusunda araştırma ve geliştirme işi yapan müvekkiline 08.02.2010 tarihinde C kategorisinde üyelik başvurusunda bulunduğunu, üyelik başvurusunun davacı şirket yönetim kurulunca kabul edilerek 24.03.2010 tarihli proje sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmenin 6. maddesi uyarınca, davalının, proje sözleşmesi karşılığında her yıl 2.500 ABD Doları sabit olmak üzere davalıya sağlanan AR-GE desteğinin yoğunluğuna bağlı olarak belirlenecek ilave bedeli davalıya ödemesi gerektiğini, sabit bedelin %25"i ve yılın her çeyreğinin sonunda hesaplanacak ilave bedel ve KDV eklenerek o çeyrek sonunda faturalandırılıp 30 gün içerisinde davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından bedellere ilişkin faturaların düzenlenip, sevk irsaliyelerinin imzalattırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, proje kapsamındaki AR-GE hizmetlerinin tamamını gerçekleştirdiği halde, fatura bedellerinin ödenmediğini, ihtarname keşide edilmesine rağmen sonuç alınamadığını, başlatılan icra takibine da davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini, 10.430,15 TL için ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı tarafın iddiaların doğru olmadığını, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, faturaya konu mal ve hizmetin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin mallarını gizleme ve kaçırma ihtimali bulunmadığını, halen ticari hayatına ve üretime devam ettiğini, taraflar arasında kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından ihtiyati haciz talebinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddini istenmiştir.
    Mahkemece, 23.06.2014 tarihli ek kararla, talebin kabulü ile, 1.043,01 TL tutarında nakit veya geçerli bir banka teminatı karşılığında borçlunun 10.430,00 TL borç ve masraflarına yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK"nın 257 ve takip eden maddeler gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
    Davalı vekili, ihtiyati haciz kararının davacının yanlış ve yanıltıcı beyanlarına dayalı olarak verildiğini, A... vitrifiye fabrikasının 50.000.000 ABD Doları değerinde olduğunu, anılan fabrikanın 2010 yılında A.. Group şirketleri arasına katıldığını, üretimini sürdüren bu fabrikanın bugüne kadar tüm borçlarını ödediğini, 10.430,15 TL"lik borç için ihtiyati haciz kararı verilmesinin fabrikanın ticari itibarını zedelediğini, 2 yıl geçmesine rağmen, ihtiyati haciz taleplerinin daha önce reddedildiği halde sonradan kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, kararın sebep ve teminat yönünden hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, 10.07.2014 tarihli ek kararla ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
    Ek kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- İİK"nın 265/4. maddesinde, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, davalı vekilinin ihtiyati hacze itiraz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edilerek ve duruşma günü verilerek her iki tarafın dinlenmek üzere usulen davet edilmeleri, gelmeseler dahi itiraz sebeplerinin incelenerek duruşma sonunda kısa karar verilmesi ve sonrasında gerekçeli karar yazılması gerekir.
    İhtiyati haciz kararlarının içeriği İİK’nın 260. maddesine uygun olması gerektiği gibi, itiraz üzerine verilen kararın da HMK"nın 297/1-c maddesine uygun olarak yazımı gereklidir. Anılan maddede, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Yine Anayasa’nın 141/3. maddesi de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını buyurmaktadır. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek itirazın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, gerekçesi gösterilmeden hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlâl edecektir.
    Mahkemece, davalının itiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmeden ve taraflar davet edilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda herhangi bir gerekçe gösterilmeden ek kararla itirazın reddine karar vermekle yetinilmesi ve daha sonra HMK"nın 297. maddesine uygun olarak gerekçeli karar yazılmaması doğru olmamış, temyiz edilen kısa kararın denetimi mümkün olmadığından, bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    3-Kabule göre; bir para alacağının güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise İİK"nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz olup, bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmemekte, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmamakta, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır. Muaccel olmamış bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. Alacağın muaccel olması, anılan madde hükmünde koşullardan biri olarak öngörüldüğü gibi ayrıca istemin, alacaklının nakdi alacağının varlığına delalet eden ve mahkemeye bu yönde oldukça kanaat veren ve İİK"nın 68/b maddesi anlamında olması yasal zorunluluk olmayan bir belgeye bağlı olması da gerekir. Muaccel olmayan alacak için ihtiyati haciz istenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı gereklidir. Bu haller, İİK"nın 257/2. maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir.
    Aynı Kanun"un 265. maddesinde hangi nedenlere dayalı olarak ihtiyati hacze itiraz edilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda mahkemece, davalının taşınır, taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiş ise de, bu kararın yukarıda açıklanan İİK"nın 257. maddesindeki hangi sebepler nedeniyle verildiği gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde belirtilmemiş olup, itirazın hangi nedene dayalı olduğu da itiraz eden vekilinden sorulup, dayanılan itiraz nedeni tartışılıp, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi