2. Hukuk Dairesi 2014/26230 E. , 2015/12008 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.
Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.06.2015 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Boşanma kararı, tarafların “boşanma ve mali sonuçları” üzerinde irade birliğine (anlaşmalarına) dayanmaktadır. Taraflar, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde gösterilen şartlara uygun olarak boşanma yönündeki irade beyanlarını hakim huzurunda açıklamışlar, mahkemece de bu beyanları ve boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin vardıkları anlaşma uygun bulunarak karar verilmiştir.
Tarafların “irade birliğini” esas alan, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak verilmiş bir boşanma kararını, taraflardan yalnızca birinin temyizi, “davaya son veren bir taraf işlemi” niteliğinde olmadıkça ve diğer yasal bozma sebepleri (HUMK. m. 428) bulunmadıkla, bozmaz. Böyle bir boşanma kararı, karara esas alınan irade beyanındaki (hata, hile ve ikrah gibi) sakatlık hallerinin varlığı, bu hususta ciddi sebep ve delillerin mevcut olması durumunda veya protokol şartlarında kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırılık halinde ya da protokol şartlarına aykırı hüküm verilmesi durumunda bozulabilir. Olayda bu haller mevcut değildir. Kanunda gösterilen şartlara uygun olarak açıklanmış bir irade beyanı, tarafları da hakimi de bağlar. Hakim, karar oluşturmakla, tarafların aralarında yaptıkları düzenlemeyi uygun bulmuş demektir. Boşanmaya vücut veren bu irade birliğinden, karar oluştuktan sonra artık tek taraflı dönülemez. Sayın çoğunluk, “boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin irade beyanlarından dönmesini engelleyen hüküm bulunmadığından” hareketle, hükmü bozmaktadır. Böyle bir düşünce, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak verilmiş bir kararın akibetini ve etkinliğini, tarafların iradesine bağlı tutmak anlamına gelir. Bu ise, Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesiyle getirilen düzenlemeyi uygulamada işlevsiz kılar ve her türlü kötüye kullanmalara kapı açar. Oysa temyiz yolu, karardaki hukuksal hataların denetimi içindir. Karar oluşmakla davalının “davayı kabulü” sonuç doğurmuştur ve davalı da bununla bağlıdır. Artık bundan sonra kararda hukukun yanlış uygulanması sözkonusu olmadıkça, salt temyiz edilmiş olması kararı ortadan kaldırmaz. Bu bakımdan sayın çoğunluğun ulaştığı sonuca katılma olanağı yoktur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının hakim huzurundaki irade beyanının, baskı altında alındığına ilişkin ciddi bir sebep ve delillerin bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.