Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11998
Karar No: 2017/7810
Karar Tarihi: 24.05.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11998 Esas 2017/7810 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/11998 E.  ,  2017/7810 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... ile davalı ... aralarındaki itirazın iptali davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/05/2014 günlü ve 2013/312 E.- 2014/151 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 10/03/2016 günlü ve 2015/18136 E.- 2016/3594 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile imzaladıkları 07.08.2010 tarihli ""Takaslı Satım ve Geri Alım Ön Sözleşmesi""nin alacağının dayanağı olduğunu,.... İcra Müdürlüğü"nün 2013/1427 sayılı dosyasında başlattığı ilamsız icra takibine davalı vekilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, sözleşmenin TBK 27, 28 ve 29. maddelerine aykırılığının bulunmadığını, yapı kooperatifi hisse devirleri ile yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarının devrinde resmi şekil aranmadığını belirterek, davalının icra takibine itirazın iptalini, inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davaya konu sözleşme denilen belgede tek imza bulunduğunu, davacının imzasının olmadığını, belgenin geçersiz olduğunu, davacı tarafça bir para ödenmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; takibin dayanağını oluşturan sözleşmenin resmi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı edim ifalarının ise 6098 sayılı Kanunun 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözüme kavuşturulacağı, bu halde de ilke olarak faiz istenemeyeceği, dolayısıyla davacının davasında 45.000 TL"lik asıl alacak yönünden haklı olduğunun kabul edilerek faize ilişkin isteminin reddedildiği ve takip miktarı belirli olduğu gerekçe gösterilerek; davanın kısmen kabulüne, buna göre 45.000 TL"lik asıl alacağın tahsiline imkan verecek şekilde, davalının.... İcra Müdürlüğü"nün 2013/1427 Esas sayılı takip dosyasına itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, faize ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20"sine tekabül eden 9.000 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline hükmedilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dairemizin; 10.03.2016 tarih 2015/18136E-2016/3594K sayılı ilamı ile; ""Mahkemece, faize ilişkin istemin reddine karar verilmiş ise de red kararı, icra takibinde işlemiş faiz yanı sıra tahsil tarihe kadar da aylık %5 faiz talep edilmiş olmakla bu faiz taleplerinden hangisine ilişkin olduğu konusunda açıklığa sahip olmayıp, HMK."nun 297. md. (HUMK 388. md.) aykırı olarak hüküm kurulmasının doğru görülmediğinden"" bahisle bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Uyuşmazlık, harici taşınmaz satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
    Yasanın aradığı şekil şartlarına uyularak resmi merciler önünde yapılmış bir satış sözleşmesi olmadığından yapılan taşınmaz satış işlemi TMK. nun 706, BK.nun 213, Tapu Kanununn 26. maddesi hükmüne göre geçersizdir. Bu nedenle, taraflar ancak verdiklerini ./..
    isteyebilir. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına uygun çözümlenmesi ve tasfiye edilmesi gerekir.
    Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Şu durumda; hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde, kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. Ancak, burada denkleştirme yapılırken, iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihe dikkat edilmelidir. Zira geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istenememelidir.
    Somut olayda, davacı tarafından satış bedeli olarak ödediği bedeli, faiziyle birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığına göre; bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsili talebine ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Başka bir deyişle davacı talebinde, ödenen paranın ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde ödeme yapılması kastedilmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarih saptanarak bu tarih itibariyle, ifanın imkansız hale geldiği tarihin saptanamaması halinde ise dava tarihi itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 10.03.2016 tarih 2015/18136E-2016/3594K sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 24.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan V.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi