Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1281 Esas 2017/1390 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1281
Karar No: 2017/1390
Karar Tarihi: 16.02.2017

Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/1281 Esas 2017/1390 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi         2017/1281 E.  ,  2017/1390 K.

    "İçtihat Metni"

    Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-b, 168/2, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Afşin Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2012 tarihli ve 2011/255 esas, 2012/416 sayılı kararının infazı sırasında, suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi sebebiyle dosyanın ele alınarak, 5237 sayılı Kanun"un 142/2-b, 168/2, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Afşin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2016 tarihli ve 2016/239 esas, 2016/407 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 06.01.2017 gün ve 94660652-105-46-14850-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16.01.2017 gün ve 2017/2106 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,

    MEZKUR İHBARNAMEDE;

    Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Katılanın yokluğunda verilen kararın kendisine usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle hükmün kesinleşmediği, kesinleşmemiş karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından katılana gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği ile hükmün kesinleşmesi halinde yeniden kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün olup, henüz kesinleşmemiş olan karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.