3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3075 Karar No: 2017/7795 Karar Tarihi: 23.05.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3075 Esas 2017/7795 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/3075 E. , 2017/7795 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının 10.08.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, müvekkilinin İsveç"te oturmakta iken, emekli olduğunu ve Türkiye"ye kesin dönüş yapacağını, bu nedenle kiralanana mesken olarak ihtiyacı olduğunu belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davalının taşınmaza birçok faydalı masraf yaparak taşınmazın değerini artırdığından daha yüksek kira bedeli ile taşınmazı kiraya vermek için tahliye talep edildiğini, ihtiyaç iddiasının gerçek samimi ve zorunlu olmadığını, davacının halen yurtdışında olduğunu yurda kesin dönüş yapmadığını ayrıca halen İsveç"te çalıştığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının halen İsveç"te çalıştığından ihtiyacın samimi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 350/1 maddesine göre konut ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 10.08.2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya arasındaki belgelerden ihtiyaçlı davacının emekli olduğu ve dava tarihinde İsveç"te yaşadığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları ihtiyaçlının Türkiye"ye kesin dönüş yapmak istediğini, Türkiyede başka konutu olmadığını, taşınmaz kiralanırken davalıya kesin dönüş yapıldığında taşınmazın tahliyesinin talep edileceğinin belirtildiğini beyan etmişlerdir. Davacının ihtiyaç iddiası tanık beyanları ile de kanıtlanmıştır. Dosyada mevcut deliller karşısında konut ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davacı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.