Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/5074 Esas 2008/1587 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/5074
Karar No: 2008/1587
Karar Tarihi: 05.02.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/5074 Esas 2008/1587 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/5074 E.  ,  2008/1587 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 5. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 13/11/2006
    NUMARASI : 2005/1181-2006/924

    Davacı, 35.1.2005-32316 sigorta sicil numaralı sigortalılık kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi  1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalılar Bağ-Kur ve SSK’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan  diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava,davacının  adına düzenlenen 5.8.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davalı D.Ltd. Şirketi hakkındaki davanın husumetten reddine, davacının  davalı K.Ltd.Şirketi işyeoku rinde çalışmasının bulunmadığının kabulüyle bu davalı tarafından bildirilen çalışmanın iptaline karar verilmiştir.
    Davacıya ait 05.08.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı K.Ltd. şirketi tarafından  Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ve işe giriş bildirgesinin davacıya aidiyetinin yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bu tür davalarda gösterilmesi gereken özen gereğince sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumunda ve işveren yanında bulunan prim bordroları ile davacının imza ve fotoğraflarını içeren işe giriş bildirgeleri, ücret tediye bordroları getirtilerek imza ve  fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda benzerlik incelemesi yaptırılmalı, davacıya yakından tanıması gereken işveren, müdür, şef, ustabaşı, çalışma arkadaşları gibi işyerleri kayıtlarında yer alan tanıklar dinlenmeli, nüfus kaydı celbedilip giriş bildirgelerindeki nüfus bilgileri ile karşılaştırılmalı, farklılıkların sebepleri araştırılmalı, deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir. 
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının N.- G.oğlu, 1951 doğumlu D.- S., Cilt no ..., Aile sıra no ...., Birey Sıra no:.... de nüfusa kayıtlı G.A.K.olduğu 15.8.2005 tarihli işe giriş bildirgesi ile  K.İnş.Turi. İth.ihr.ve Tic.Limited şirketi  işyerinden N. oğlu, 1951  D. doğumlu, A. ili D. ilçesi Hane  no .... Cilt no....., sayfa no.....de kayıtlı G.A.K.ın  işe girişi ve  çalışmalarının bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde işe giriş bildirgesinin davacıya aidiyetinin  yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.  Mahkemece 5.8.2005 tarihli işe giriş bildirgesindeki imza ile yeterli miktarda tatbike medar imzanın teminiyle davacıya aidiyeti denetime elverişli ve karar vermeye yetecek şekilde  karşılaştırılmamıştır. Yine ifadesi hükme dayanak alınan   tanık davacının oğlu olup bu işyerinde çalışan ise de;   kayıtlara geçmiş kişilerden
    olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de  değildir.Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Yapılacak iş; 5.8.2005 tarihli bildirgenin verildiği işyerinin kayıtlarını ve davacının şahsi kayıtları ile dönem bordrolarını getirtmek varsa o dönemde davacıyla birlikte  aynı işyerinde çalışan kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurmak,  bu işyerinin dönem bordroları yok ise o  tarihte   zabıta  marifetiyle tespit edilecek işyerine  komşu olan diğer işyerlerinde  çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının nüfusa kayıtlı olduğu müdürlükten   nüfus  kayıt   bilgilerini  getirtmek,  aynı  nüfus  bilgilerine  sahip   G. A. K.
     isminde başka birisinin olup olmadığını sormak, davacı tarafından daha önce  imzalanmış olabilecek; seçim müdürlüğü,askerlik şubesi başkanlığı,evlendirme dairesi, adliye, banka, elektrik, su, telefon abonelikleri, noterlik gibi kurumların kayıtlarının celbedilerek  5.8.2005 tarihli  işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda  Adli Tıp Kurumundan rapor almak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek  gerçek çalışma olgusunu ve işe giriş bildirgesinin davacıya aidiyetini somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, Davalı SSK ve Bağ-Kur vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.