11. Ceza Dairesi 2017/9930 E. , 2020/1904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanığın 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın, işçi olduğunu, sahte fatura düzenlemediğini, ... isimli şahsın sahte faturalar ile ilgili olduğunu savunması, 12.10.2010 tarihli kolluk araştırma tutanağında da, sanığın işçi olarak çalıştığının tespit edilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için; sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan ... Nakliyat… şirketinden veya bu mükellefin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması, faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, faturaları kullanan bahsi geçen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, ayrıca yukarıda bahsedilen tutanakta belirtilen ve dosya kapsamında ismi geçen ..., ... ( ...) ve ...‘ün detaylıca araştırılıp, CMK nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmelerinden sonra sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkûmiyetine hükmedilmesi,
2- Kabule göre de ;
a- 5237 sayılı TCK"nin 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suç işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK"nin "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla, kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nin 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, sözü edilen ilke ve hükümlere uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Yine failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınamaz; ancak takdiri indirim yapılıp yapılmamasında göz önünde bulundurulabilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; düzenlenen fatura sayısı ve miktarı da dikkate alınarak, somut olarak gerekçeleri açıklanmadan bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip alt sınırdan uzaklaşılarak temel hapis cezasının belirlenmesi,
b- 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.