Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4044
Karar No: 2010/5147
Karar Tarihi: 04.05.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/4044 Esas 2010/5147 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/4044 E.  ,  2010/5147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, 22.02.1979 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davalılar, zamanaşımı def"inde bulunmuşlar, esas hakkında ise taşınmazın elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğunu, sözleşmenin vaat borçlusu olan ... ...’in ehliyeti olmadığını, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece dava kabul edilmiş; 112 sayılı parselde satış vaadine konu 9/48 payın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... ve bir kısım davalılar ... ve arkadaşları temyiz etmiştir.
    1- Mahkeme kararı hükmü temyiz edenlerden ...’e usulüne uygun olarak 06.02.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 23.02.2010 tarihinde temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK"nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2-Diğer davalıların temyiz itirazlarına gelince;
    İstemin dayanağı olan 22.02.1979 tarihli sözleşmede satış vaadinin konusunun tapunun 27.09.1932 tarih ve 543 yevmiye numarasında kayıtlı taşınmazdaki mirasbırakan ..., ... ve ... adına olan payların olduğu görülmektedir. Dava konusu taşınmaz kadastro işleminden sonra 112 sayılı parsel olarak mirasbırakan ... adına tapuya tescil edilmiş olup halen bu kişi adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Mirasçılık belgesine göre, kayıt maliki ... 1929 yılında ölmüştür. Murisin satış vaadinde bulunan ... dışında başkaca mirasçıları da bulunduğundan terekesi elbirliği mülkiyeti rejimine tabidir.
    Elbirliği mülkiyetinde, hiçbir ortak için tasarruf edebileceği pay söz konusu değildir. Mülkiyet hakkı, elbirliği ile ortaklara aittir. Elbirliği mülkiyetine tabi bir eşya üzerinde hukuki işlemde bulunan taraf tüm malikler adına hareket etmişse (temsil yetkisi varsa), o hukuki işlem tüm ortakları bağlar. Fakat tüm malikler adına hareket eden tarafın temsil yetkisi yoksa veya malikler işleme sonradan icazet vermemişse, işlem bağlayıcı değildir. İşlemi yapan tarafın (ortağın), ortaklar dahil bir mal üzerinde tasarruf yetkisi de olmayacağından, işlem ancak borçlandırıcı işlem olarak (sözleşmeyi yapan ortak bakımından) hüküm ve sonuç meydana getirir. Buna rağmen ortaklık tasfiye edildiğinde, her ortak kendisine düşecek tasfiye payına ilişkin olarak borçlandırıcı işlemde bulunabilir. Örneğin bir mirasçı, miras şirketinin tasfiyesi halinde kendisine isabet edecek miras payını bir başkasına satmayı vaat edebilir. Somut olayda olduğu gibi, bu durumda sözleşme bir taahhüt sözleşmesi olarak geçerlidir. Fakat sözleşmenin ifası elbirliği mülkiyetinin sona ermesi halinde talep edilebilir.
    Eldeki davada, taşınmaz halen ... adına tapuda kayıtlı olduğundan ve 1929 yılında ölen ...’ın terekesi elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğundan, mirasçılarından sadece ...’nin terekeye dahil olmayan davacıya satış vaadinde bulunması nedeniyle bu aşamada sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden, davanın reddi yerine sözleşmenin ifa olanağı varmış gibi istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in süresinde olmayan temyiz isteminin reddine, hükmün 2.bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 04.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi