Esas No: 2020/8
Karar No: 2020/556
Karar Tarihi: 09.07.2020
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/8 Esas 2020/556 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrasında direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılması öngörülmediğinden davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların babası olan mirasbırakan ..."nin 23.12.2010 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak çocukları ... ile eşi..."nin kaldığını, vefatından sonra bir kısım taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya devrettiğini öğrendiklerini, Azerbaycan kökenli ailenin gelenek ve göreneklerinde erkek çocuğunun gözetilip kollandığını, murisin ikinci çocuğunun kız olmasını kabullenemediğini ve daha üç aylıkken kızını anneannesine bıraktığını, bu kültüre sahip murisin uzun yıllar Kapalıçarşı"da esnaflık yaptığını, davalının da babasının yanında yardımcı olarak bulunduğunu, genç yaşta iken babasının desteği ile İstanbul"un en pahalı ve lüks semtlerinde çeşitli taşınmazlar edinmeye başladığını, Kapalıçarşı"daki dava konusu iki adet dükkanın ise 22.12.1994 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya devredildiğini, ancak devrin muvazaalı olduğunu, murisin asıl amaç ve iradesinin bakım ihtiyacı ve temini olmayıp kız çocuklarından mal kaçırma olduğu, bu şekilde tek erkek evladı olan davalıya bağışta bulunduğunu, mirasbırakanın Kadıköy"de bulunan muhtelif dairelerinden birini dahi satarak kendisine baktırması mümkün iken çok değerli olan ve mal varlığının büyük bir kısmını teşkil eden iki dükkanını davalıya temlik etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 42 ve 84 parseldeki taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakan ile müvekkili arasındaki sözleşmenin bakım temini amacıyla yapıldığını, davalının 1971 yılından itibaren babası ile birlikte ortak olarak çalışmaya başladığını, o yıllarda açılmış vergi kaydının bulunduğunu, 1915 doğumlu olan baba ..."nin 1984 yılında 69 yaşına geldiğinde emekli olmaya karar verip işini oğluna devrettiğini, emekli olup ticareti terk ettikten sonra müvekkilinin aynı apartmanın üst katında oturan anne ve babasının tüm ihtiyaçlarını giderdiğini, murisin de 1994 yılında 79 yaşında iken dava konusu sözleşmeyi akdettiğini, müvekkilinin üzerine düşen bakım ve gözetim görevini babasının emekli olduğu 1984 yılından vefat ettiği 23.12.2010 tarihinde kadar yaklaşık 27 yıl boyunca kendi eşi ve çocuklarına ayırması gereken vakitten çalarak büyük bir sadakat ve fedakarlıkla yerine getirdiğini, taşınmazlarda muris lehine intifa hakkı tesis edilmiş olmasının muvazaa bulunmadığının kanıtı olduğu gibi müvekkilinin de sözleşmenin yapıldığı 1994 yılından intifa hakkının terkin edildiği 2009 yılına kadar her ay düzenli olarak kira ödediğini, kira bedellerine ilişkin stopajları da vergi dairesine yatırdığını, öte yandan paylaştırma ve denkleştirme kastı ile yapılan temliklerde mal kaçırma kastından söz edilemeyeceğini, murisin davacı ve diğer kızına da taşınmaz verdiğini, terekesinde sözleşmeye konu taşınmaz dışında başka taşınmazların da bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2015 tarihli ve 2011/186 E., 2015/434 K. sayılı kararı ile; dava konusu her iki parselin de Kapalıçarşı"da bulunan çok kıymetli dükkanlar olduğu, dükkanların murisin sağlığında ve ölümünden sonra davalı tarafından işletildiği, davalının varlıklı bir kişi olan murisin tek erkek evladı olduğu, ailede erkek evlada daha çok değer ve üstünlük verildiği, devir tarihinde murisin sağlıklı olduğu, davalının murisle aynı evde yaşamadığı, muris ve eşinin bakıcılarının bulunduğu, bakım masrafları için de mirasbırakanın gelir ve mal varlığının mevcut ve yeterli olduğu, ayrıca tarafların annesi olan tanık ..."nin 13.06.2013 tarihli oturumda imzalı olarak eşinin dükkanların başka kimseye geçmemesi, ortak alınmaması ve dükkanların aile malı olarak kalmasını istediği şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyan ile mirasbırakanın gerçek kastını açıkladığı, açıklamalarının davacı tanık anlatımları ile uyumlu olduğu, sonuç olarak yapılan tasarrufun gerçek iradeyi yansıtmadığı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 08.05.2018 tarihli ve 2016/8709 E., 2018/9995 K. sayılı kararı ile;
"... Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda, dava konusu İstanbul Kapalıçarşı"daki "dükkan" vasfındaki 42 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar mirasbırakan ... adına kayıtlı iken, mirasbırakanın 22.12.1994 tarihli resmi akitle taşınmazların intifa haklarını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetlerini "ölünceye kadar bakma aktiyle " davalı oğlu ...."ye temlik ettiği; mirasbırakanın 23.12.2010 tarihinde ölümüyle, geride mirasçıları olarak eşi..., kızları ...ve .... ile oğlu ...."nin kaldıkları görülmektedir.
Diğer taraftan, mirasbırakanın ölümünden sonra geride başka mallarının da kaldığı; öte yandan, parası muris tarafından verilerek gerek oğluna gerekse eşine 4"er taşınmaz satın alındığı iddiasıyla davacı tarafından annesi ve davalı erkek kardeşi aleyhinde Kadıköy 3. Asliye H.M. sinde 2011/290 Esas sayılı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis istekli dava açıldığı ve derdest olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Hâl böyle olunca, öncelikle Kadıköy 3. Asliye H.M. sinde görülen 2011/290 Esas sayılı davanın sonucunun beklenmesi; bunun yanında, mirasbırakanın geride bıraktığı tüm terekesi belirlenerek değerinin saptanması; ondan sonra, tüm delillerin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2019 tarihli ve 2018/574 E., 2019/409 K. sayılı kararı ile; bozma kararında bahsi geçen İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/290 E. sayılı tenkis dosyasında eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı, tenkis davasının karara bağlanması için öncelikle terekede var olan ve dâhil edilmesi gereken tüm hak ve borçların tespit edilmesi ve davaya konu taşınmazların terekeye dönüp dönmeyeceğinin, davacının bu taşınmazlardan miras payını alıp almayacağının tespiti gerektiği, zira davacının taşınmazlara ilişkin miras hakkını elde etmesi hâlinde tenkis hesabı ve sabit tenkis oranının değişeceği, bu nedenle anılan dosya sonucunun beklenmesinin kısır döngüye yol açacağı, önceki gerekçede belirtildiği üzere dava konusu taşınmazların muris ile birlikte hareket eden davalıya gerçekte bağışlandığı hâlde işlemin tapuda ölünceye kadar bakma sözleşmesi şeklinde düzenlenerek murisin gerçek iradesinin gizlendiği, davalının kendi hesabından karşıladığı bir bakımın bulunmadığı gibi aile olmanın gerektirdiği rutin bakım dışında bir bakımın da bulunmadığı, hem dosyada hem de İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sırasında dinlenen tanıkların da iddiayı ispatlar nitelikte beyanda bulunduğu, çok değerli olan dava konusu taşınmazlardan bir tanesinin bile bakım için yeterli iken her iki taşınmazın davalıya devredilmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortak mirasbırakanın Kapalıçarşı"da bulunan ve dükkan vasfında olan iki adet taşınmazını tek oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yaptığı temlikin gerçekte diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı, bu hususta mahkemece eksik inceleme sonucunda hüküm kurulup kurulmadığı, varılacak sonuca göre Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/290 E. sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve murisin geride bıraktığı tüm terekesi belirlenip değeri tespit edildikten sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
13. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda ise ilk kararın, Özel Dairece; mirasbırakanın geride başka mallarının da kaldığı, ayrıca davacının muris tarafından parası verilerek oğluna ve eşine dörder taşınmaz satın alındığı iddiasıyla Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/290 E. sayılı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteği ile dava açtığı ve davanın derdest olduğu, böyle olunca öncelikle anılan davanın sonucunun beklenmesi, bunun yanında mirasbırakanın geride bıraktığı tüm terekesi belirlenerek değerinin saptanması ve ondan sonra bütün delillerin birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece 16.04.2019 tarihli duruşmada kurulan ara kararı ile Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/290 E. sayılı dosyası incelenmek üzere istenmiş, taraf vekillerine murisin sağlığında devrettiği ve ölümü ile mirasçıları tarafından paylaşılan tüm mallarına ilişkin beyanda bulunmak üzere onbeş gün süre verilmiş, bildirilecek taşınmazların tapu kayıtları istenmiş ve istenilen kayıtlar geldikten sonra bozma ilamına uyulma hususunun değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bu ara kararı uyarınca davacı vekili 30.04.2019 tarihli dilekçe, davalı vekili ise 29.04.2019 tarihli dilekçe ile murise ait malvarlığına ilişkin bilgileri mahkemeye sunmuş, mahkemece Kadıköy, Şişli, Sarıyer, Adalar, Fatih ve Büyükçekmece Tapu Müdürlüklerine müzekkere yazılarak ilgili tapu kayıtları istenmiş, çok sayıdaki tapu kaydı dosyaya sunulduktan ve İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/290 E. sayılı dosyası incelendikten sonra anılan dosyanın sonucunun beklenmesinin kısır döngüye yol açacağı ve o dosyada dinlenen tanıkların da iddiayı doğrular nitelikte beyanda bulundukları gerekçesiyle direnme adı altındaki karar verilmiştir.
17. Yukarıda anlatıldığı üzere, mahkemece bozma ilamında belirtilen eksikliklerin araştırılması yönünde ara kararı kurulup, taraflara bu hususta süre verildikten ve ilgili yerlere müzekkere yazılıp bir kısım tapu kayıtları geldikten sonra bozma kararında sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilen dosya da incelenerek direnme adı altındaki karar verilmiştir. Ayrıca ilk karar gerekçesinde yer verilmediği için Özel Dairece incelenmediği anlaşılan o dosyadaki tanık beyanlarına da dayanılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
18. Bu durumda verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu açıktır.
19. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince kararın taraflara tebliğ işlemlerinin yerine getirilmesine, karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.