15. Hukuk Dairesi 2019/2017 E. , 2019/4994 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, sözlü eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici tarafından açılan asıl dava faturaya dayalı bakiye iş bedeli alacağının tahsili, iş sahibince açılan birleşen dava ise eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeli ile yükleniciye ait olup, kendisi tarafından ödenen SGK prim borçlarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-birleşen dosya davalısı yüklenici, davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibidir. Asıl davada yüklenici ... vekili dava dilekçesinde, davalı iş sahibine ait ... Park Sitesindeki dört blokun elektrik işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, tüm işler bitirildikten sonra iş sahibinin isteği üzerine 27.10.2010 tarih ve 3558 sayılı, (KDV dahil) 23.156,32 TL bedelli fatura kesilerek iş sahibine gönderildiği halde davalının 12.11.2010 tarihli ihtarnamesiyle müvekkilinin ayıplı imalâtlar yaptığı ve bunların giderilmesi için tekrardan işçilik ve malzeme bedeli ödenmek zorunda kalındığı iddiasıyla söz konusu faturanın iade edildiğini, keşif ve tanık beyanlarıyla eksik ve ayıp iddialarının gerçek olmadığının anlaşılacağını ileri sürerek 23.156,32 TL fatura bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı iş sahibi cevap dilekçesinde, davacı yükleniciyle A ve B blokların malzeme
dahil işçiliği, C ve D blokların ise sadece işçiliğinin yapılması hususunda davacıyla aralarında sözlü eser sözleşmesi akdedildiğini, iş bedelinin yüklenicinin iddia ettiği gibi 23.156,32 TL’den ibaret olmayıp 86.995,00 TL olduğu ve tamamının ödendiğini, yapılan işlerdeki eksik ve ayıpların giderim bedeliyle davacının yerine ödenen SGK primlerinin tahsili için yükleniciye dava açıldığı belirtilerek davaların birleştirilmesini ve asıl davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada ise iş sahibi ... İnş. Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili dava dilekçesinde, yüklenicinin bir kısım işçilikleri eksik bıraktığını, bir kısım işçilikleri de ayıplı ve hatalı bir şekilde yaptığını, bir kısım ayıpların kendilerince giderildiğini, bir kısmının giderilmesinin mümkün olmadığını, oturma izni alınabilmesi için yüklenicinin ödemediği SGK prim borçlarının kendilerince ödendiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/6 D. iş sayılı dosyasında alınan raporda eksik ve ayıpların giderim bedelinin 18.023,00 TL olarak belirlendiğini, bunların dışında 750,00 TL ve 1.180,00 TL bedelli işlerin bedeli ödenerek yaptırıldığı gibi SGK’ya davacı yerine 4.900,00 TL prim ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek 25.635,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Birleşen dava davalısı yüklenici ... vekili cevap dilekçesinde, eksik ve ayıplı imalât iddiasını kabul etmediklerini, yapılan işlerin sınırını iş sahibinin taleplerinin belirlediğini, asıl dava konusu fatura bedelinin 86.995,00 TL ödeme dışında bir alacak teşkil ettiğini, A ve B blokların yapı kullanma izinlerinin 24.03.3009 tarihinde alındığı ve ayıp ihbarında bulunulmadığını, iş sahibin sözlü ayıp ihbarında bulunulduğu iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, iş sahibinin hem mevcut haberleşme sistemindeki eksiklerin giderilmesi bedelini hem de yeni bir sistem kurma bedelini talep ettiğini, bloklardaki haberleşme sitemlerinin iş sahibinin taleplerine uygun olarak kurulduğunu, nizamiyede bulunan butonlu panelle daireler arasında iletişim kurulması işinin blokların işleri bitirildikten sonra ek iş olarak talep edildiğini, önceki alacaklar ödenmeyince de kablo bağlantıları yapılmadan işin bırakıldığı ve asıl dava konusu faturanın kesildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin 23.02.2016 tarih ve 2010/870 E., 2016/46 K. sayılı Kararıyla tarafların işin kapsamının ne olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen dava reddedilmiş, tarafların temyizi üzerine bu karar Dairemizin 22.01.2018 gün, 2016/3419 E., 2018/143 K. sayılı ilamıyla, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabit olduğundan iş sahibine ait bloklardaki elektrik işlerinin yüklenici tarafından yapıldığının karine olarak kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin aksinin, yani yüklenicinin işi yarım bırakıp gittiği, eksik ve kusurların iş sahibi tarafından tamamlandığının yasal delillerle ispatlanamadığı, bu durumda asıl davada 27.10.2010 tarihli faturada yazılı iş ve imalâtların yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa piyasa rayiçlerine göre fiyatlarının ne olduğunun mahallinde bilirkişi marifetiyle gerçekleştirilecek keşifle tespit edilmesi, birleşen davada ise iş sahibince sunulan ve bedellerinin ödendiği ihtilafsız olan faturalardaki iş imalâtlarda eksik ve ayıplar bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa bunların giderim bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp asıl ve birleşen davalarda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece 23.10.2018 tarihli celsede bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra dava konusu sitede elektrik mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif yapılmış, 24.02.2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar
verilmiş ise de; hükme esas rapor, asıl dava konusu faturada yazılı işlerin daha önce yapılıp bedeli ödenmiş işler dışında ve ayrıca yapılmış işler olup olmadığı ile birleşen davada eksik ve ayıplı iş olarak nitelendirilerek giderim bedelleri hüküm altına alınan işlerin yüklenici tarafından yapılan ve bedeli ödenen işlere ilişkin olup olmadığı hususlarında gerekçeli ve denetime elverişli değildir.
Bu durumda, dosya kapsamındaki fatura suretlerine göre davalının delil listesine ekli 28.06.2007 tanzim tarihinden başlayıp 14.10.2010 tanzim tarihine kadar olmak üzere yüklenicinin iş sahibine kestiği asıl dava konusu fatura dışında toplam 11 adet faturanın bedeli 71.769,64 TL olup tarafların iddia ve savunmalarından bu miktardan 15.225,36 TL daha fazla ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre de asıl davada bedelinin ödendiği ihtilâf konusu olmayan 11 adet fatura dışında iş sahibince itiraz edilen ve bedeli ödenmeyen 27.10.2010 tarihli faturayla ilgili bilirkişiden dosyada mevcut delil, tutanak ve keşif mahallinde tespit edilen izlenimlere göre 27.10.2010 tarihli faturadaki iş ve imalâtların, itiraz edilmeyen ve bedeli ödenen faturalarda yazılı olanlar dışında iş ve imalâtlar olup olmadığı, fatura içeriğine itiraz edilmesi nedeniyle kesinleşmediğinden 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu"nun 366. maddesi hükmünce yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelinin hesaplattırılıp asıl davada bulunacak bu bedelden yapıldığı sabit olan 15.225,36 TL ödeme mahsup edilerek asıl davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden de az yukarıda belirtilen içerikleri ihtilâfsız olup bedelleri ödenen 11 adet faturada yazılı işlerden birleşen dava davalısı yüklenicinin gerçekleştirmediği veya ayıplı olarak gerçekleştirdiği eksik ve ayıplı imalâtlar bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa bunların nelerden ibaret olduğu ve tamamlandıkları yıl olan 2010 yılı mahalli piyasa rayiçleriyle giderim bedelleri de alınacak ek raporla hesaplattırılıp bulunacak miktarın birleşen davada hüküm altına alınması gerekir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile asıl ve birleşen davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.