11. Hukuk Dairesi 2015/10884 E. , 2016/5926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21/05/2015 tarih ve 2015/2-2015/75 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, "..." ibareli markanın müvekkili adına tescilli olduğunu, bu markanın kullanımı için taraflar arasında 01.05.2008 tarihli franchise sözleşmesi imzalandığını, buna göre franchise alan davalının kira kontratının tüm yükümlülüklerini yerine getirme zorunluluğu bulunmasına rağmen 15 aylık kira bedellerini ödemediğini, davalının bu AVM"den tahliye edildiğini, % 5 aylık franchise bedelinin 2011 yılı Ocak ayında Eylül ayına kadar ödenmediğini, davalının sözleşmenin çeşitli kısımlarına aykırı hareket ettiğini, cezai şart isteme koşullarının oluştuğunu, davalının Beylikdüzü"nde bulunan işletmesinin 2009 yılı Eylül ayından 2011 yılı Temmuz ayına kadar çalıştırdıktan sonra müvekkilinin de oluruyla Avcılar"da da aynı markayı kullandığı bir işletme açtığı, ancak bu ikinci işletme için franchise sözleşmesini imzalamadığı gibi franchising girişi bedelini de ödemediğini, bu ikinci işyeri için gerekli olduğu halde sözleşme yapmadığını, tarafların zımni olarak kabul ettikleri bu sözleşmenin davalı yanca yazılı hale getirilmemesi nedeniyle müvekkilince feshedildiğini, bu itibarla ilk sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek Avcılar"da faaliyete geçen "..." işletmesinin, davalıya ait İstanbul, Beylikdüzü"nde bulunan "..." işletmesinden ayrı bir işletme olduğu, taraflar arasında bir sözleşmenin kurulmuş olduğunun kabulü gerekeceği, davalı ile müvekkil şirket arasında yeni şartlara uygun ayrı bir "... Franchise Sözleşmesinin" kurulmuş olduğunun ve bu sözleşmenin aynı tarihlerde imzalanan diğer standart franchise sözleşmesi şartları ile aynı olacağının tespitini, İstanbul, Avcılar için yeni bir franchise sözleşmesinin varlığının kabulü ile, 30.000 Euro + KDV "Franchise Giriş Bedeli" ücretinin taraflar arasında sözleşmenin kurulmuş sayılacağı, işletmenin açılış tarihi olan 17.12.2010 tarihinden itibaren TCMB kısa vadeli avans faizinin üç katı ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının 2011/Ocak-2011/Eylül ayları dahil ödenmeyen % 5 isim hakkı ve %2 reklam payı borçları toplamı 15.883,00 TL"nin sözleşme gereği TCMB tarafından uygulanan kısa vadeli avans faizinin üç katı ile birlikte ödenmesini, taraflar arasında imzalanan 01.05.2008 tarihli sözleşmenin "Cezai Şart" başlıklı maddesi gereği, davalının ihlal ettiği her sözleşme maddesi için 5.000 USD Cezai şartın ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesini, davalının anılan markayı kullanmasının önlenmesini, bunlara ilişkin emtianın müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 01.05.2008 tarihli franchise sözleşmesi uyarınca bir defaya mahsus 15.000 TL isim ve logo kullanma bedelinin davacıya ödendiğini, Beylikdüzü"ndeki işyerini kiralayan şirket ile Beylikdüzü Belediyesinin mülkiyet ihtilafı nedeniyle aynı yer için ikinci bir kira ödemesi yapılmak zorunda kalındığını, mülk sahibi ile olan kira aktinin feshedildiğini, Beylikdüzü"ndeki işletme zarar ettiğinden davacının bilgi ve onayı ile kafenin ..."ne taşındığını, aktedilen ilk sözleşmenin devam ettirildiğini, hatta ikinci işyerinin açılamayacak durumda olmasına rağmen davacının telkini ve destek sözü ile açıldığını, sözleşmede % 2 reklam payına ilişkin bir düzenlemenin yer almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda; önceki kararda öngörülmüş olan hükümlerden temyiz itirazları reddedilenler bakımından, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, önceki yukarıda anılan hükme yollama ile yetinilmesine, bozma kararının 2 nolu bendinde belirtilen konu bakımından tarafların beyanlarından yargılama aşamasında eşyalardaki tasarım ve konseptin değiştirildiği, tedbirin uygulanması konusunun kalmadığının anlaşıldığı, bu nedenle bu yönde yeni bir hüküm kurulmasına yer olmadığına (tarafların hükmün konusu ve amacı dışında ihlal oluşturan eylemleri bakımından haklarının saklı olduğuna), franchise giriş bedeline ilişkin (2.841,98 TL) talebin reddine karar verilmiştir.
Karar ve tavzih kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak, mahkemece, önceki 19.02.2014 tarih 2011/165 E-2014/22 K. sayılı hükme yollama ile yetinilmek suretiyle karar verilmiş olup, mahkeme masrafları, harç yönünden karar verilmemiştir. Dairemizin 20.10.2014 tarih 2014/8296-16017 E-K. sayılı bozma ilamının 4 no"lu bendinde de yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazları incelenmemiş olduğundan bu yönden kararın kesinleştiği söylenemeyecektir. Bu durumda, mahkemece harç ve yargılama gideri yönünden yeniden hüküm kurulmaması doğru olmadığı gibi infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı vekilinin tavzih kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK"nın 305. maddesi gereği tavzih ancak "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa" yapılabilir. Mahkemece kesinleştiği belirtilen hükümde yargılama giderlerinin bölüştürülme oranı ile harcın miktarının hatalı olduğundan bahisle bu miktarların tamamen değiştirilmesi suretiyle hükmün değiştirilmesi mümkün olmadığından tavzih kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tavzih kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile tavzih kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.