13. Ceza Dairesi 2015/5057 E. , 2016/7372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Şikayetçinin marketinden bebek mamalarının gece 20:00 sıralarında çalındığı anlaşılmasına rağmen sanık hakkında TCK"nın 143. maddesinin uygulanmaması ve sanığın dokuz adet bebek maması ile kaçıp yakalanamayan firari kişi ile birlikte bahsedilen eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, koşulları oluşmadığı halde hakkında TCK"nın 35. maddesi uygulanarak eksik cezaya hükmedilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu infaz aşamasında re"sen dikkate alınabileceğinden, yine sanık müdafiinin hazır olduğu duruşmada, Cumhuriyet Savcısı"nın TCK"nın 58.maddesinin uygulanmasını da talep ettiği esas hakkındaki mütalaasını açıkladığında, sanık müdafiinin bahsedilen mütalaya karşı diyeceklerinin de sorulmuş olması ve sanık hakkında kabule göre teşebbüs sebebiyle takdir edilen 3/4 oranında indirim yapılması sonucu altı ay hapse hükmetmek ve takdirî indirimin bu miktar üzerinden yapılması sonucu sanığın beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekirken, hatalı hesap sonucu fazla ceza tayin edilmiş ise de; sanık hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması karşısında yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan, ikinci kez mahkumiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmayı sağlayacak, bir kez tanınmış olan atıfet genişletilmek suretiyle hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açılmış olacağından, belirtilen gerekçeler ile tebliğnamede bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.