Esas No: 2015/4912
Karar No: 2016/3008
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/4912 Esas 2016/3008 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ...köyünde bulunan toplam 4 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, mirasen intikal ve taksime dayalı kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre, dilekçe eklerindeki krokide (A) harfiyle gösterilen 2970 m² taşınmazın ... mirasçıları adına, (B) harfiyle gösterilen 2970 m² taşınmazın ... mirasçıları adına, (C) harfiyle gösterilen 2970 m² taşınmazın ... adına, (D) harfiyle gösterilen 362,76 m² taşınmazın .... adına tescilini istemişlerdir.
Yargılama sırasında husumet Orman Yönetimine yaygınlaştırılmış ve ... 30.03.2010 tarihli dilekçe ile murisin mirasının paylaşılmadığından çekişmeli taşınmazların miras hissesi oranında adına tescilleri istemiyle harçlı olarak davaya katılmıştır.
Mahkemece, mirasçılar arasında tamamının katılımı ile gerçekleşen bir taksimin bulunmadığı, taşınmazların muris ...mirasçıları arasında iştirak halinde mülkiyete tâbi bulunduğundan davanın birlikte açılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, .... Hukuk Dairesinin 18/02/2013 gün ve 2012/8709 E. - 2013/1377 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Somut olayda, davacıların öncelikle, taşınmazın taksimi ile iştirak paylarının devredildiği iddiasına dayandığı kural olarak; ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından sözedilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından da vazgeçmesi gerektiği, bu nedenle; öncelikle, davacılar ve katılan ile murisleri arasındaki irsî ilişkiyi saptayan verâset ilamlarının celbedilmesi, ortak miras bırakanın terekesine dahil dava dışı, başka taşınmaz mallar bulunup bulunmadığı, mirasçılar arasında açılmış bir taksim davası olup olmadığının araştırılması, varsa sözü edilen taşınmazların, tapu kayıtları ile taksim dava dosyasının getirtilmesi, ortak miras bırakanın terekesine dahil menkul mallar varsa menkul malların niteliği, adedi ve değerlerinin belirlenmesi, daha sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel
ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile katılanın imzasının bulunduğu iddia edilen 15.03.2004 tarihli miras hissesinden feragat belgesindeki tanıklar .... ve ... hazır olduğu halde, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazların hangi mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet ettiği yolunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınması, diğer mirasçı ya da mirasçıların, miras payına karşılık kendilerine terekeden ne verildiğinin duraksamasız belirlenmesi, bu konularda da yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı bilgi alınması, paylaşmada her bir mirasçıya eşit yüzölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz ya da ekonomik yönden aynı parasal değerde menkul mal isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığı gözönünde tutulması, bu şekilde yapılacak araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların taksime konu olmadığı, halen mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyete konu olduğunun belirlenmesi ve mirasçılar adına tescilinin talep edilmesi halinde ise, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan birlikte dava açılması gerektiği gerekçesiyle davanın hemen reddedilmemesi, davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK’nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci yardımıyla davanın sürdürülebileceğinin gözönüne alınarak, davacılara eksikliğin giderilmesi için önel verilmesi, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm kurulmadır."" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, ... ili, .... ilçesi, .... köyü sınırları içerisinde yer alan ve dosya içerisinde bulunan fen bilirkişisi ..."un 18/12/2008 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfiyle gösterilen 2970,63 m2"lik alanın ... mirasçıları adına ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/445 E. - 2007/708 K. sayılı veraset ilâmı doğrultusunda tapuya kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde yer alan ve dosya içerisinde bulunan fen bilirkişisi ...."un 18/12/2008 tarihli rapor ve ekindeki krokide (B) harfiyle gösterilen 2969,75 m2"lik alanın ... mirasçıları adına ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/441 E. - 2005/350 K. sayılı veraset ilamı doğrultusunda tapuya kayıt ve tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde yer alan ve dosya içerisinde bulunan ...." un 18/12/2008 tarihli rapor ve ekindeki krokide (C) harfiyle gösterilen 2970,42 m2"lik alanın davacı ... adına (....) tapuya kayıt ve tesciline, davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine, müdahil davacı ... tarafından açılan davanın reddine,
karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp itirazsız yerlerde 10.05.1982 tarihinde, itirazlı yerlerde ise 26.01.1983 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.08.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Genel arazi kadastrosu işlemi 05.08.1957 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında ...yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu gibi zileytlikle kazanma koşullarının oluştuğu belirlenerek davacılar vekilinin ibraz ettiği taksim sözleşmesi doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmişse de; yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; öncelikle kök muris ... mirasçısı.... mirasçıları davada taraf yapılmadığı gibi kendilerine gerekçeli karar da tebliğ edilmemiş, davacılar vekilinin sunduğu taksim belgesinde imzaları bulunmasına rağmen, davaya diyecekleri sorulmamıştır. Bunun dışında yapılan orman ve zilyetlik araştırması da hüküm kurmaya elverişli değildir. Dava konusu taşınmazlar ... köyü
ile ... Beldesi arasında kaldığı halde iki köye ait kadastro paftaları ile tahdit haritaları kenarlaştırma yapılarak taşınmazlara komşu parseller belirlenmemiş, taşınmazların tahdit hatlarına göre konumu açıklanmamıştır. Orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların 1989 tarihli memleket haritasında tarım alanı olarak gözüktüğü belirtilmesine rağmen taşınmazların hava fotoğrafı üzerinde gösterimi yapılmadığından rapor içeriği denetlenemediği gibi en eski tarihli memleket haritası ile dayanağı olan hava fotoğrafları getirtilip uygulanmadığından dava konusu taşınmazların öncesinde orman sayılan yerlerden olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca, ziraat bilirkişi raporu da gerçek kişiler adına tesciline karar verilen taşınmazlarda imar ve ihya ile zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Açıklanan sebeplerle, bilirkişi raporları denetlemeye elverişli nitelikte değildir. Bundan başka, dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin aynı nedenle açılan tescil davalarının bulunup bulunmadığı, var ise o dosyalarda dava konusu taşınmazların konumunun nasıl gösterildiği belirlenmeden eksik inceleme yapılarak hüküm kurulmuştur.
O halde; mahkemece öncelikle .... mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak taraf teşktili sağlandıktan sonra taşınmazların bulunduğu ... Beldesi ile komşu ... köyünde yapılan arazi kadastrosuna ilişkin pafta örnekleri, orman tahdidi ile aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri ilgili orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı, orjinalinden çekilmiş orman tahdit harita örneği ile su kanalı çalışmasının hangi tarihte yapıldığı sorularak alınacak cevap ile birlikte kanal çalışmasına ilişkin kroki ve belgeler ilgili yerlerden getirtilerek dosya kapsamına alınması sonrasında bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi, bir ziraat, bir jeoloji ve bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, orman kadastro haritası ve kenarlaştırılmış kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazların kesinleşen tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, taşınmazlar kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ise veya orman kadastrosu kesinleşmemişse veya hiç yapılmamışsa dava konusu taşınmazları ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm tedavülleri, davalı iseler dava dosyaları, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile, davanın açıldığı tarihten 15-...yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarına dayanılarak üretilen memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve önceki bilirkişiler dışında ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi, bir jeoloji ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yapılacak keşifte, getirtilen belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazların kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında ...yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli
olamayacağından, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları, taşınmazların değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazların imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, 1984-1989’lu yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiden taşınmazların bulunduğu alanın aktif dere yatağı olup olmadığı, yatak değiştirip değiştirmediği, aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor alınmalıdır. 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılacağı düşünülmeli, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlar olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, taşınmazlarda imar ve ihya ile zilyetlik koşullarının bulunduğu anlaşıldığı takdirde, davacılar vekili tarafından ibraz edilen taksim belgesinin geçerliliği de doğrulanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.