14. Hukuk Dairesi 2016/14645 E. , 2020/2590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.10.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, ... ili, Merkez ilçesi, ... Köyünde kain 4067, 4105, 4142, 4143, 4144, 4541, 4871, 5085, 6072, 6592, 6761 ve 6618 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, dava konusu 6592 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davada taraf olmayan ..."a ait olduğunu, mahkemece satışa karar verilirse ..."a ait evin satılacağını belirterek davaya devam edilmesi için terekeye kayyım tayin edilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Davalı ..., davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, "Davanın kabulüne, dava konusu ... ili, Merkez ilçesi, ... Köyünde kain 4067, 4105, 4142, 4143, 4144, 4541, 4871, 5085, 6072, 6592, 6761 ve 6618 parsel sayılı taşınmazların aynen taksimi mümkün olmadığından satış suretiyle ortaklığının giderilmesine" karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın 14.3.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse, diğer paydaşların muvafakatları aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir.
İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesi uyarınca bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.
Somut olaya gelince; dava konusu satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilen 6618 parsel sayılı taşınmazın irtifak hanesinde "01.01.1900 başlama tarihli ... 14/240 hisseleri üzerinde kanuni intifa hakkı mevcuttur" şerhi bulunduğu ancak intifa hakkı sahiplerinin davaya dahil edilmediği, UYAP üzerinden alınan güncel tapu kaydında ise intifa hakkının başlangıç ve tesis tarihine ilişkin herhangi bir ifade bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece öncelikle adı geçen intifa hakkı sahiplerine usulüne uygun dava dilekçesi tebliği ile davaya dahil edilerek intifa hakkının tesis edildiği tarih tespit edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle intifa hakkı sahiplerinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.