15. Ceza Dairesi 2015/9739 E. , 2018/5625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılanlara ait 15.950 kg. buğdayı Ankara İl’ine götürmek amacı ile plakalı kamyona yüklediği, ancak, teslim etmesi gereken yere teslim etmediği ve bir daha kendisine ulaşılamadığı, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın savunmasında; katılanları tanımadığını, plakalı aracın sürücüsünün ... olduğunu, katılanlara ait yükü ın aldığını, kendisinin bu araçta muavin olarak çalıştığını, aralarında geçen tartışmadan dolayı, yolda indiğini, yükün teslim edilip edilmediği konusunda bilgisinin olmadığını ifade etmesi, katılanların soruşturma aşamasındaki beyanlarında, buğday yükünün nakliyesi konusunda isimli şahısla konuşup anlaştıklarını, malı da ona teslim ettiklerini belirtmeleri, dosyada mevcut 10.06.2010 tarihli yükleme fişinde yükü teslim alan şoförün ehliyet bilgilerinin yazılması, mahkemece yükleme fişi ekinde sürücü belgesinin ya da suretinin yer alıp almadığının araştırılmamış olması, İl Emniyet Müdürlüğü’nün 07.01.2013 tarihli yazısında .... plaka sayılı aracın Durkar Halı Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti’nin adına kayıtlı olduğunu bildirmeleri ve mahkemece bu şirket yetkililerinin beyanlarının alınmaması karşısında;
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; katılanlarla sanık mahkemede yüzleştirilerek yükü teslim alan kişinin sanık olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanığın teşhise elverişli olan ve bütün yönlerden çekilmiş yeni fotoğraflarının temin edilerek kesin teşhisinin sağlanması, plaka sayılı aracın adına kayıtlı olduğu ....San. ve Tic. Ltd. Şti’nin yetkililerinin kimler oldukları tespit edilerek, tanık sıfatıyla duruşmalara çağrılmaları, sanığı yada sanığın savunmasında ismi geçen ı tanıyıp tanımadıkları, sanığı ya da ın plaka sayılı araçta işçi olarak çalışıp çalışmadıkları, yetkilendirme yapıp yapmadıklarının sorulması, sanığın çeşitli kurum ve kuruluşlardan yazı ve imzaları ile temin edildikten sonra, usulüne uygun yazı ve imzaları alınarak, 10.06.2010 tarihli yükleme fişindeki yazı ve imzanın sanığın eli mahsulü olup olmadığı hususunda grafolojik inceleme yaptırılması, suç işlenirken, emniyet müdürlüğünün maddi varlığı olan sürücü belgesi veya suretinin suçta kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi, kullanılmış ise temin edilerek, dosya içerisine alınması, bu şekilde delillerin toplanmasından sonra sonuçlarına göre; sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, ayrıca sanığın katılanlara kendisini farklı isimle tanıtıp, araçla yük teslim aldığının tespit edilmesi halinde eylemin 6763 sayılı Kanun"un 31. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254 maddeleri gereğince uzlaşma kapsamına alınan ve TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, suç işlenirken emniyet müdürlüğünün maddi varlığı olan sürücü belgesinin veya suretinin kullanılması halinde eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı, bu halde delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı tartışılmaksızın, suç vasfında hataya düşmek suretiyle, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 17/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.